🌓 Süleymancı Kadınların Başörtüsü Neden Öyle

rC1hZTe. Fatma Barbarosoğlu/Yeni Şafak Bizim kuşağın yazarları sadece başörtüsü üzerine yazılar yazan yazar olarak anılmaktan daima endişe duydu. Yazdığımız pek çok şey, daima başımızdaki örtünün ya da başörtüsü üzerine yazdıklarımızın gölgesinde kaldı. Edebiyat eleştirmenleri, sosyologlar ortaya çıkardığımız hiçbir eseri sadece 'kendisi' olarak analiz etmeyi göze alamadı. 'Biz' daima edebi kamunun içinde kerhen açılmış başörtülü yazarlar alt kümesinde tutmak için azami gayret sarf ettiler. Yazarlar, alt küme kadın yazarlar, onun da alt kümesi başörtülü kadın yazarlar. Ne yazık ki ünlü İspanyol düşünür Ortega'nın 'Ben kendimin ve muhitimin toplamından ibaretim" sözü benim kuşağım için ziyadesiyle başörtüsü toplamından ibaret kaldı. İnşallah 2015 yılından itibaren başörtüsü hakkında tek yazı yazmak zorunda kalmayacağımız ,dündeki kendimizi geçmek üzere enerji biriktirdiğimiz, tefekkür ettiğimiz, analiz ve eleştiride bulunduğumuz yılların içine gireriz. Başörtüsü özgür oldu diye sevinenler var. Sevinçleri daim olsun. Onca erteleme ve engelden sonra, şimdi sevincimin yolunu kesen şey, başörtüsünün temsil ettiği değerlerin baĞzı başörtülüler için kapitalizm ile uyumsuzluğunun artık söz konusu olmadığı/olamayacağı. Bu satırların okuyucusu olup da bunu çok olumlu bulunlar var mı? Bunu olumlu bulanlarla anlaşabilmemiz mümkün değil. O vakit mesafemizi kavi tutalım . Yazdıklarıma serin duranlardan da haberdarım. Her vesile ile, sizi okumuyorum diye mesaj gönderiyorlar.Belli ki birileri ıslarla tavsiye ediyor onlar da çareyi bana sosyal medyadan sizi okumuyorum asla okumayacağım diye mesaj yazmada buluyor. Bendenizi okumamalarında bir sorun yok. Sorun şu ki 'ŞIK 'olmayan hiçbir şeyi okumuyorlar.Okudukları bol resimli kadın dergileri...İnstegram sayfaları. Bu profili görüş alanımızdan çıkaralım. Mümkün değil ama sanki mümkünmüş gibi çıkaralım. Görüş alanımızda 12 yaşındaki kız çocuğu başını örtünce onun dini bütün bir mümine olacağını hayal eden ebeveynler kalsın. Ne demek istediğimi anlatmak için bir kaç yıl geriye gideceğim. Çocuklarımızın altıncı sınıf öğrencisi olduğu yıl, bir kaç veli kızlarının kapandığından heyecanla bahsederek, benim kızımın ne zaman kapanacağını satır arası cümlelerle sorguladı. Öyle ya benim kızımın herkesten önce başını örterek örnek olması gerekiyordu. Hayır !!! Çocuklar sadece çocuk, gençler sadece gençtir. Kendi çocukluğumuzu, kendi gençliğimizi unutarak didaktik cümlelerle örülü terbiye anlayışı ile çocuklarımıza hitap ettiğimizde, onlara verdiğimiz hasarı başka kimsenin vermesine imkan olmadığını hep aklımızda tutalım. Kızıma başını örtmesini asla söylemedim. Fakat o arkadaşlarından ve onların annelerinden etkilenerek nasıl bir kızım olmasını istediğime dair sorular sordu. Efendimiz'in adı anılınca gözünden yaş gelen dedim de başka da bir şey demedim. Sen başını nasıl örttün dedi. Örtümü başımda ateş gibi değil gül gibi taşıyacağımdan emin olunca dedim de, başka bir şey demedim. Bu soruların neden sorulduğunu, sonra neler olabileceğini az çok kestirebiliyordum. Beklediğim gibi oldu. Velilerin benimle konuşmasından sadece bir kaç hafta sonra kızım başını örtmek istediğini söyledi. Bu habere sevineceğimi zannediyordu büyük ihtimal. Başını örtmesine izin vermeyeceğimi söyleyince küçük çapta bir şok yaşadı. Başını örtemeden önce vücut dilinin tesettüre bürünmesi gerektiğini anlattım. Başı açık olduğu halde vücut dili tesettürü içselleştirmiş kişileri değişik vesilelerle dikkatine sundum ve namaz konusunda titizlik kazanıncaya kadar başını örtmesine izin vermeyeceğimi söyledim. Namazın farz olmadığı yaştaydı. Kıldığı namaz ailenin bütün fertleri için sevinç kaynağı idi. Sabah namazı için en erken kalkandı. Ev ahalisini namazınızı kıldınız mı diye sorgulayandı. Onun bu halleri hepimizin ortak heyecanı idi ne ki bunu ona hiç hissettirmedik. Takdir bazen ağır bir yüktür ve kişiye büyük zararı dokunur. Efendimizin kişiyi yüzüne karşı methetmeyin hadisi şerifini daima zihnimde tutmaya çalıştım. İki yıl boyunca anne sence başımı örtmeyi hak ediyor muyum diye endişe içine sordu durdu. Evet cevabını vermedim. Bu sorunun cevabını kendi içinde bulacağını söyledim. Buldu mu? Bilmiyorum. Bildiğim sonunda Anne eğer başımı örtmeme izin vermezsen şeytanın beni avlayacağından, başımı üniversiteyi bitirince örtersin diye beni kandıracağından korkuyorum dedi. Hiçbir şey söylemedim. Çarşıya gittim başıma ne örteceğim tedirginliğini yaşamasın diye ona renk renk başörtüler aldım. Ertesi günü yolculuğa çıkacaktık. Kendi bavuluma onun için aldığım başörtüleri de koydum. Seyahat esnasında başını örttü. Hiçbir törensel renk katmadık. Başını örtmesine haber değeri yüklemedik. O kadar ki, seyahat dönüşü bizi karşılamaya gelen eşim kızımızı otobüsten inerken tanıyamadı. Fevkalade olan başını örtmek değil. Fevkalade olan her dem yeniden doğarız bizden kim usanası diyen Yunus Emre gibi imanımızı tazeleyerek ama her tazeleyişte kavileştirerek yaşayabilmek. Kişisel tarihimin en önemli sahnelerinden birini sizlerle paylaşmayı neden göze alabildiğime gelince... Kızımın 13 yaşında başını örten arkadaşlarının pek çoğu 14 yaşında makyaj yapmaya başladılar, tesettürlü olmayı sadece başını örtmek gibi algıladılar. Aileler kızlarının başını örtmesiyle birlikte hem muhitlerinin baskısından kurtulduklarını düşündüler hem de 90 cm'lik kumaş parçasının her türlü ontolojik sorunu halledeceğine inandılar. Lütfen unutmayalım; yasalar, yasakları belirler ya da yasakları ortadan kaldırır. Ama teşvik bahsi bireylere bağlıdır. Her çocuğun mizacı, meşrebi farklıdır. Çocuğunuzun duruşunu yasa değil kendi iç zenginliği belirlesin. Başörtüsü bir kabuktur. Her öz, her daim kavi bir kabuğu kaldırmaz. Bazen kabuk, muhtevanın çürümesine bile neden olabilir. 18 Eylül 2007 0106 Ben İmam HatipliyimKapalı Başörtüsünü Erkekler mi Takar KAdınlar mı? KAdınlar Takarsa Neden Erkekler Sorun Yapar? Bir bilmece bile doğdu bunun sonucunda..Kadınların da kafasına taktığı erkeklerin de kafasına taktığı şey nedir?Cevap Başörtüsü..Başörtüsü bence kadınlar kafasına takmalı,erkekler kagasına takmalalı..Eğer ki takıyorsa fistan da giymeli ki bütünlük oluştursun.. 18 Eylül 2007 0112 süleyman75 Müsteşar Yardımcısı başörtüsüyle kim uğraşıyor?hangi erkekler kadınlardan daha çok başörtüsüne karşı?karşı olanların rahatsızlığı nedir?kadınların başındaki örtü neden bazı erkekleri rahatsız eder?vs vs vs 18 Eylül 2007 0113 sabamelikesi Yasaklı 18 Eylül 2007 0114 aydogdu038 Kapalı biz de kadın örtüsü bilirdik ama erkekligi onun arkasına saklanmakta bulan siyasilerimiz var 18 Eylül 2007 0115 MollaKasım Genel Müdür Yahu çapraz ateşe aldın forumu ...13 haziran entarisini giydi yattı, biz de uzaklaşalım artık ...iyi geceler ... 18 Eylül 2007 0120 Mulayim Ters Kapalı Bence kadınlar başörtüsü takmalı erkekler erkeklerin dedeiğim gibi fistan giymesi yerinde olur.. 18 Eylül 2007 0120 süleyman75 Müsteşar Yardımcısı evet kadın örtüsü ama kullanıldığı için rahatsızlık duyan erkekler var nedenseelalemin eşinin başındaki örtü bu insanları neden rahatsız eder anlamak mümkün değilsanane kardeşim milletin eşinin başındaki örtüden değilmi yanikendin eşini nasıl giydiriyorsan giydir yada istediğin şekilde giyinen kadınla evlen değil misana karışan varmı 18 Eylül 2007 0121 besyos Müsteşar Yardımcısı 18 Eylül 2007 0122 Mulayim Ters Kapalı Ben başörtümü takıp yatıyorum 13'de entariyi giydi yattıSiz de yatın artık..Hüküm açık..Başörtsünü kadın takmalıdır erkek takmamalıdır Biz erkeğiz yav... 18 Eylül 2007 0129 süleyman75 Müsteşar Yardımcısı bende onu diyorum kadınlar taksın karışmayıntabi isteyen kadınlar erkekler illede bişey takacaklarsa şapka falan taksın değil migece gece anlatamıyoruz ki insanlara adamın içine dert olmuş vay kadınlar neden başörtüsü takarmışhiç mi işin gücün yok senin be kardeşimkendini işine gücüne verde belki memlekete faydan dokunur değilmimilletin kılığıyla kıyafetiyle uğraşıp duracağına 18 Eylül 2007 0131 Mulayim Ters Kapalı Süleyman sen başörtüsü takma..Sen türban tak. 18 Eylül 2007 0133 süleyman75 Müsteşar Yardımcısı türbanı kime takayım sanamı? 18 Eylül 2007 0138 Mulayim Ters Kapalı o da olur bana tak. Ben kafama takayım olur. Ama aker değilse takmam.. 18 Eylül 2007 0139 sosyalliberal Yasaklı başörtüsünü kadınlar kafasına bağlar erkekler ise kafasına takar 18 Eylül 2007 0140 süleyman75 Müsteşar Yardımcısı o nedir kardeşim aker makerhakaret değil inşallah 18 Eylül 2007 0141 Mulayim Ters Kapalı Kadınlar kafasına bağlayabilseydi erkekler kafasına takar mıydı?Erkekler kafasına taktığı için mi kadınlar kafasına bağlayamıyor,yoksa kadınlar kafasına bağladığı için mi erkekler kafasına takıyor? 18 Eylül 2007 0144 Mulayim Ters Kapalı Aker başörtüsü markası,belli var, çisil var,vakko ben akeri tercih ederim.. 18 Eylül 2007 0147 süleyman75 Müsteşar Yardımcısı o soruyu bende sordum ama cevap alamadımbilen yokyumurta mı tavuktan çıktı tavuk mu yumurtadangerçi o sorunun cevabı bulundu herhalde ama bu sorununki her seçimde sorulur bence cevap kadınlar takabilse erkekler kafasına takmazyada kadınlar kafasına takabilse erkekler de takar al işte yine karıştı cevap bulunamıyor 18 Eylül 2007 0158 süleyman75 Müsteşar Yardımcısı niyeki aker daha mı iyihem sen nerden biliyorsun bunlarıben bilmiyorum meselaaker gericilerin kullandığı bir isim mi yoksa hani isimlerden belli oluyor ya çağdaşlık veya gericilikallahım ne günlere kaldıksen aklımı koru ya rabbim! 18 Eylül 2007 0205 Mulayim Ters Kapalı Yok alakası kreasyonları renk desen çizgisi güzel... Klasik esintilerle milenyum renlerinin uyumunu yerinde fırça modellemelerle markası var o da iyi ama ben yine de Akerden Şaşmayın derim...Vakko mesela biraz daha diplomatik bir tarzı var yaş üzerine hitap ediyor genelde desenleme yerine kuşaklama model iyidir aker.Kadınlar bilmez bu kadarBen de sallıyorum gerçi ama 18 Eylül 2007 0208 SosyoloG35_30 Kapalı güzel soru bravo Toplam 32 mesaj Adana Aladağ'da meydana gelen kız öğrenci yurdu yangını sonrasında Türkiye'nin gündemine gelen Süleymancılar bilmeyenlerin radarına girdi. Peki Süleymancılar kimdir? Süleymancılık nedir? Kendilerini nasıl tanımlıyorlar? İşte Süleymancılar ya da Süleymanlılar olarak bilinen topluluğa ilişkin bilgiler ve ayrıntılar... SÜLEMANCILIK NEDİR? SÜLEYMANCILAR KİMDİR? Süleymancılar topluluğu Türkiye'de bir cemaatir. Genellikle ortaokul ve lise çağlarındaki öğrenciler için açtıkları yurtlarla bilinirler. Kendileri okul açmak yerine yurtta barınma sağlarken buralarda kalan öğrencileri devlet okullarında okur. "Süleymancılar" olarak anılmalarına rağmen kendilerini "Süleymanlılar" olarak tanımlarlar. "SÜLEYMANCILIK" İSMİNİ NEREDEN ALIYOR? İsmini "üstad" olarak andıkları İslam alimi Süleyman Hilmi Tunahan'dan alır. SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN KİMDİR? Medreselerin ve İslami eğitimin baskılandığı, adım adım yasaklandığı dönemde işçi olarak gösterdiği gençlere eğitim vermesi ile bilinen İslam alimi... PROFESÖR VE HUKUKÇU... Daha 30 yaşındayken profesör unvanı alan Süleyman Hilmi Tunahan, aynı zamanda hukuk fakültesini yüksek dereceyle bitirmiştir. Çok sayıda Kur'an kursu hocası, vaiz ve müftü yetiştirmiştir. Tunahan'ın en önemli eseri Kur'an okumayı kısa zamanda öğreten "Elif Cüzü"dür. Kendisi kitap yazmaktan çok kitapları yaşayacak "ayaklı kitap" yani talebeler yetiştirmeyi uygun görmüştür. 1970 yılında dönemin hükümeti tarafından öğrencilerinin oluşturduğu grupların çalışmaları serbest bırakılarak faaliyetleri resmen tanındı. ÜNİVERSİTE YURTLARI DA VAR Öğrencileri devlet okulunda okumasına karşın yurtlarında temel dini eğitim veren Süleymancılar bu anlamda ilerlemek isteyenlere de Emsile, Bina Maksut, Avamil olarak bilinen arapça medrese dersleri vermekte... Ayrıca Süleymancıların son yıllarda üniversiteli öğrencilere yönelik yurtlar da açtığı biliniyor. Anasayfa » GÜNDEM » Süleymancılar Kimdir? Süleymancılık Tarikatı Özellikleri ve Kuralları Hızlı İçerik Rehberi1 Süleymancılar Kimdir? Süleymancılar Tarikatının Kurucusu Süleyman Hilmi Tunahan Kimdir?2 Süleymancılar Nasıl Giyinir?3 Süleymancılık Tarikatı Özellikleri;4 Süleymancılık Tarikatının Faaliyetleri; Süleymancılar Kimdir? Süleymancılar Tarikatı Türkiye’nin en bilindik cemaatlerinden biridir. Kendisinden en çok 2010 yılından sonra söz ettirmeye başlamıştır. Süleymancılar ismi ise Süleyman Hilmi Tunahan’dan almaktadır. Aynı zamanda Süleymancılar tarikatının kurucusu da Süleyman Hilmi Tunahan’dır. Türkiye dışında ülkede faaliyet göstermektedir. Bunların başında Almanya ,Amerika , Belçika ve Hollanda gelmektedir. Süleymancıların Başına Ahmet Denizolgun’un vefat etmesinden sonra yerine ablasının oğlu , 1979 doğumlu Alihan Kuriş geçti. Alihan Kuriş hala Süleymancılar tarikatının lideridir. Süleymancılar Tarikatınına gönül vermiş Mürid sayısı 2 Milyon civarında olduğu bilinmektedir. Süleymancılar Tarikatının Kurucusu Süleyman Hilmi Tunahan Kimdir? Osmanlı Devletinin himayesi altında olan Bulgaristan’ın Silistre şehrinde doğmuştur. İlk okul ve orta öğretimini Silitre’de de görmüştür. 1907 yılında medrese eğitimi için İstanbul’a gelmiştir. Bir çok camide görev almıştır. Nakşibendiye Silsile-i Saadat tarikatının büyüklerinden olup 33. ve son halkası olarak çok değerli ve sevenleri olan biridir. Son görev yeri Sultan Ahmet Camiidir. 16 Eylül 1959, İstanbul’da vefat etmiştir. Karacaahmet mezarlığında türbesi bulunmaktadır. Süleymancılar Nasıl Giyinir? Süleymancılık tarikatının giyim tarzı kadınlarda genellikle çengelli iğne kullanılmaz ve kırmızı başörtüsü takarlar. Genellikle çene altından bağlarlar. Erkeklerde ise kot pantolon kesinlikle giyilmez. Gömlek Kumaş pantolon ve çeket giyilir. Ayrıca kravat takılmaz. Genellikle sigara içmezler içenleri dışlarlar. Süleymancılık Tarikatı Özellikleri; süleymancı denmesine sevmezler. süleymanlı denilmesini isterler. Süleymancılar kendilerini gerçek islamcılar olarak tanımlamaktadır. Genellikle sessiz ve sakin kişilikleri vardır. Zikirlerini sessiz bir şekilde yapar dağılırlar. Aşırı derecede Osmanlı Sevdalısıdırlar. Müzik dinlemek yasaktır. Saç sakal uzatmazlar. Koyu mavi takke takmaları ile meşhurdur. Süleymancılık Tarikatının Faaliyetleri; Genellikle dünya genelinde yurtlar ile yayılmaktadır. Türkiye’de her ilde yurtları olduğu bilinmektedir. Ayrıca Almanya ve Amerika’da bir çok yurtları bulunmaktadır. Tarikatta genellikle kurban derisi toplanır. Toplanan kurban derilerinin paraları genellikle yurt yapımında kullanılır. Genellikle Trakya bölgesinde çok daha yaygındır. Türkiye’de 900 civarında dernek ve bu derneklerce işletilen 1300 civarında yurt ve pansiyon , 20 civarında vakıf ve 30’un üzerinde şirket bulunmaktadır. Yıl içinde ortalama öğrenciye eğitim vermektedir. Yazılı basın tarafında Genç Akademi Dergisi, Tepe Edebiyat Dergisi, Genç Atılım Dergisi, Gökkuşağı Dergisi, Milli Kültür Dergisi , Ufuk Dergisi isimli dergileri bulunmaktadır. Haberimiz internet üzerindeki kaynaklardan derlenmiştir. Amacımız Herhangi bir cemaati övmek yada yermek değildir. Sadece Genel bilgi olarak bu haber hazırlanmıştır. İstediğiniz düzeltmeler yada fikirleriniz varsa lütfen yorum kısmından bize yazınız… Abone Ol Adana'nın Aladağ ilçesinde 10 öğrenci ve 1 çocuk ile 1 güvenlik görevlisini hayatını kaybetmesiyle gerçekleşen faciada yangının çıktığı yurdun Süleymancılar Tarikatı'na ait olduğu gündeme geldi. Türkiye'nin çeşitli yerlerinde örgütlü olan Süleymancılar'a gözler çevrilirken, tarikata dair 2002 yılında Genelkurmay Başkanlığı'nın çalışmasında bu tarikata dair geniş yer aldığı ortaya "İrticai Örgütlerin Tehdit Değerlendirmesi" başlıklı raporunda, Süleymancılık, Nakşibendi Tarikatı ve Kadiri Tarikatı ile ilgili çarpıcı bölümler şu şekilde Tarihi Gelişimi 1 Süleyman Hilmi Tunahan tarafından esasları ortaya konulan bir radikal grup olan Süleymancılar, şer'i esasları benimsemiş olmasına rağmen milli görüşçülerin fikirlerini kabul etmemektedirler. 2 Süleyman Hilmi Tunahan, 1930-1936 yılları arasında İstanbul'da çeşitli camilerde resmi vaiz olarak görev yapmıştır. Daha sonra Süleymancıların başına geçecek olan Kemal Kaçar ile de bu dönemde tanışmıştır. Bilahare Kemal Kaçar, S. Hilmi Tunahan'ın kızı ile evlenmiştir. 3 Bugünkü Süleymancılığın temelini, 1930'lu yıllarda "Ehl-i Maneviyat Meclisi" adı altında düzenlenen toplantılar oluşturmuştur. Süleyman Hilmi Tunahan, 1943 yılında vaizlik belgesinin iptal edilmesi üzerine Kur'an Kurslarını faaliyete geçirmiştir. 1949 yılında ilk kez Kur'an kurslarının kanunla açılmasına müsaade edilmesi üzerine de tarikat kısa sürede Kur'an kurslan vasıtasıyla yurdun her tarafına yayılmıştır. 4 Bilahare Süleyman Hilmi Tunahan, kendisinin üç ay gibi kısa bir zamanda din görevlisi yetiştirebileceği iddiasıyla faaliyete geçirdiği Kur'an kurslarını, gönderdiği talebeleri ile yurtdışında da yayma imkânı bulmuştur. 5 1965 yılında yürürlüğe giren 633 sayılı "Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Yönetmeliği Hakkındaki Kanun" ile getirilen hüküm gereği, Kur'an kursundan mezun olanların Diyanet İşleri teşkilatında görev almalarının önlenmesiyle, 1966 yılı Ocak ayında, İstanbul'da üç kurucu derneğin bir araya gelmesiyle "Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Dernekleri Federasyonu" hayata geçirilmiştir. Kur'an kursu açma yetkisinin Diyanet'te olduğundan bahisle devamlı takibata uğrayan teşkilat mensupları, 1971 yılına kadar tartışmalı bir şekilde faaliyetlerine devam etmişlerse de bu tarihten itibaren faaliyetlerini "Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği" adı altındaki dernekler vasıtasıyla Amacı Cumhuriyet'in ilanından sonra ortaya çıkan ve tarikat tanımlaması içerisinde mütalaa edilen İslamcı cemaatierden olan Süleymancıların da nihai hedefi kendi görüşleri ile şekillenmiş İslam Stratejisi 1 Süleymancı kesim, dernekler yasasından istifadeyle yurt çapında geniş bir organizasyon kumıak suretiyle halkla bütünleşerek gerçek manada Diyanet hizmetinin ancak kendi mensupları vasıtasıyla verilebileceği telkinine dayalı bir hareket tarzı benimsemiştir. u 2 Anılan kesimin Diyanet İşleri Başkanlığı kadrolarını ele geçimıeyi hedef alan bir çalışması, 1965 yılında yürürlüğe konan 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı DİB kanunu ile engellenmiştir. 3 Süleymancı kesim bu tarihten itibaren nihai hedef doğrultusunda; a Yurt çapında kurulmuş cami ve Kuran kursu derneklerini ele geçirme, b Uygun ortam buldukları her beldede statüleri aynı olan, yurt ve okul talebelerine yardım demeği KOTYD ve tahsil çağındaki talebelere yardım dernekleri TÇTYD adı altında dernekler açma, c Kurulan bu dernekleri bir çatı altında toplama, d Her fırsatta DİB'in çalışmalarını kötüleme ve bu kuruluşu halkın gözünde küçük düşürme, e İmam Hatip Liseleri İlahiyat Fakülteleri ve Yüksek İslam Enstitüleri açılması yönündeki çalışmaları sabote etme ve engelleme, f DİB'deki görevlerinden uzaklaştırılan cemaat mensuplarını yurt dışına göndermek suretiyle buralarda organize olma bazında bir hareket tarzını geliştirmiş ve Teşkilatıa. Kuruluşu Süleymancıların teşkilat yapısı EK-L' Lider Kadrosu Cemaat, kurucusu Süleyman Hilmi Tunahan'ın 1959 yılında vefat etmesi üzerine, Kemal Kaçar'ın önderliğinde faaliyetlerine devam etmiştir. Kemal Kaçar'ın 17 Haziran 2000 tarihinde vefat etmesi üzerine ise yerine Arif Ahmet Denizolgun adlı şahıs cemaatin başına getirilmiştir. Tarikatın tüm faaliyetleri Arif Ahmet Denizolgun'un talimatlan doğrultusunda tek merkezden Arif Denizolgun’un ölümünden sonra Süleymancı Cemaati’nin lideri, 34 yaşındaki Alihan Kuriş oldu. Denizolgun’un ablasının oğlu olan Kuriş, yüksek mimar olarak görev Yurtiçi - Yurtdışı Yapılanması Halen Arif Ahmet Denizolgun'un mutlak yönetimi altında bulunan Süleymancılar, Türkiye genelinde yaklaşık 800 dernek, bu derneklerce faaliyete geçirilen 1200 yurt ve pansiyon ile 16 vakıf ve 28 şirketle yurt içinde ve yurt dışında organize olmuşlardır. Süleymancı kesimin yurtiçi organizasyonu, lider Arif Ahmet Denizolgun'a bağlı bölge ve bunlara bağlı il sorumlulan şeklindedir. Teşkilat içerisinde en yetkili kurul, İstanbul Ümraniye'de kurulu bulunan "Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Dernekleri Federasyonu"dur. Teşkilatın, kurs ve okul talebelerine yardım dernekleri bünyesinde civarında öğrencisi olduğu değerlendirilmektedir. Yurtdışında ise ilk defa 1974 yılında Almanya'nın çeşitli şehirlerinde kurduğu camiler ile yurt dışı faaliyetlerine başlayan Süleymancılar, 1975 yılında Almanya Köln şehrinde İslam Kültür Merkezleri Birliği İKMB'ni kurarak, bütün dernekleri tek çatı altında toplamışlardır. Halihazırda Süleymancılara ait Avrupa çapında 400 civarında derneğin bulunduğu tahmin edilmektedir. Bunun dışında Süleymancıların son dönemde, Avrupa alanı dışında ABD ve Asya ülkelerindeki faaliyetlerine ağırlık verdikleri Yan Kuruluşları ve Destekleyen Sivil Toplum Örgütleri İllegal örgütlenmesine rastlanılmayan Süleymancıların legal düzeyde; a. Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği yurtiçi, b. İslam Kültür Merkezleri Birliği yurtdışı adında örgütienmeleri mevcuttur. Bunun yanı sıra anılan cemaate ait; - Kur'an Kursları ve Milli Kültüre Hizmet Vakfı Aydın - İKAV/Kültür Araştırmaları Vakfı Bolu - Kur'an İlimlerine ve Milli Kültüre Hizmet Vakfı İzmir - Ali Hancıoğlu Vakfı Manisa - Fatih Vakfı Trabzon - Aziz Mahmut Hüdai Vakfı - Eğitim ve Milli Kültüre Hizmet Vakfı İstanbul - Fatih Eğitim ve Kültür Vakfı - Halil Dağlı Vakfı Edirne - İlim Yayma Vakfı - İstanbul Kültür Araştırmalar Vakfı İKAV - Mimar Sinan Vakfı - Pir Seyyid Hasan Hüsameddin Uşşak-i Vakfı - Tokat İli ve Çevresi Eğitim ve Kültür Vakfı Tokat4. Destekleyen Basın Yayın Organlarıa. Anılan cemaate ait - Genç Akademi Dergisi - Tepe Edebiyat Dergisi - Genç Atılım Dergisi - Gökkuşağı Dergisi - Milli Kültür Dergisi - Ufuk Dergisi bulunmaktadır. b. Ayrıca Süleyman Hilmi Tunahan tarafından yazılan "Küçük İlmihal" isimli kitabı da Mali Kaynakları Süleymancıların finans kaynağını büyük ölçüde; - Cemaat içi ve dışından yapılan ve toplanan yardımlar, - Ticari işletmelerden elde edilen gelirler, - Kurban derilerinden elde edilen gelirler oluşturmaktadır. 6. Ele geçirilen mühimmat, silah, araç gereç Bu konuda herhangi bir bilgiye ulaşılamamıştır. 7. Yabancı Ülkelerdeki Faaliyetleri ve Ülkelerin Örgüte Verdiği Destek a. Süleymancılar 1975 yılından itibaren Amerika'ya yönelik faaliyetlere girişerek, 1979 yılından itibaren bu ülkede kurumlaşmaya başlamışlardır. b. Halen New York'ta bulunan Fatih Cami ve Külliyesi ana karargÂh olarak kullanılmakta, bütün kararlar burada alınarak titizlikle izlenmekte ve alt hizmet birimleri oluşturma çabalan sürdürülmektedir. c. Genel başkanlığını Burhan Satar'ın yaptığı Fatih Camii ve Külliyesi, Amerika Müslümanlar Birliği'nin merkezi konumundadır. Bu merkeze bağlı olarak 5 cami, 11 adet vakıf ve şirket, 6 adet şube, 2 adet temsilcilik faaliyetlerini sürdürmektedir. d. Süleymancılar, Almanya'da "Kamusal kurum olarak tanınmaları dolayısıyla resmi makamlara başvuruda bulunmuşlar ve bu hususta bazı Hıristiyan demokrat politikacılarla Almanya Büyük Mason Locası'ndan da destek Son Dönem Faaliyetleri Ahmet Arif Denizolgun'un göreve gelmesiyle birlikte, Süleymancı cemaat yönetiminde yaşanan değişikliklerin uygulamalara da yansıdığı, nitekim anılan şahıs döneminde yurtiçi yanı sıra yurtdışı faaliyetlere de ağırlık verildiği gözlenmektedir. Cemaatin yurtiçi faaliyetleri kapsamında Ahmet Arif Denizolgun tarafından, Daha önce öğrencilere öncelikle dini nosyon kazandırılması uygulamasının ikinci plana alınarak, 2001-2002 eğitim yılından başlamak üzere din ve okul eğitiminin birlikte verilmek suretiyle gelecekte cemaat yönetimini üstlenecek öğrencilerin pozitif ilimlere hâkim olarak yetiştirilmeleri talimatı verildiği ve halen cemaat yurtlarında kalan öğrencilerin okul başarı oranının %80'in üzerinde olması yönünde bir hedefin belirlendiği ifade edilmektedir. Bunun yanı sıra Süleymancıların; - Üniversite giriş sınavında başarılı olan öğrencilerin halkla temasının daha çok olması nedeniyle tıp alanında eğitim görmeye teşvik ettikleri, - Mevcut öğrenci yurtlanılın ilgili kamu kuruluşlarınca kontrolünü engellemek amacıyla cemaat mensubu şahıslara satılmasının gündeme getirildiği, - İstanbul'da cemaate ait bir vakıf arsası üzerine hastane yapma arayışı içerisinde oldukları ve Erzurum'da granit işine girmek üzere hazırlık yaptıkları belirlenmiştir. Ayrıca her yıl kurban bayramında büyük oranda deri ve et toplayan Süleymancıların bu yıl gerek yurtiçi gerekse yurtdışında vekalet yoluyla kurban kesme şeklinde bir hareket tarzı belirlemiş olmalarına rağmen bu yıl birçok Avrupa ülkesinin kurban kesimine müsaade etmemesi sonucunda, 2002 kurban gelirinin 2001 yılının gerisinde kaldığı öğrenilmiştir. Bu arada Ahmet Arif Denizolgun tarafından Avrupa'da faaliyet gösteren Süleymancı unsurlara gönderilen bir talimatla, Türkiye'deki üniversitelerde eğitim gören öğrencilerin yatay geçiş yaparak Avrupa ülkelerinde eğitimlerine devam etmeleri imkânlarının araştırılmasının, öğrencilerin barınma, yemek gibi temel ihtiyaçlarının o ülkedeki cemaatin katkılarıyla karşılanması için gerekli hazırlıkların yapılmasının istendiği belirlenmiştir. Cemaatin yurtdışı faaliyetleri kapsamında ise, Son dönemde Süleymancıların Avrupa'ya göre yeni sayılabilecek diğer yurtdışı açılımlarda önemli mesafeler aldıkları gözlenmektedir. Bu bağlamda cemaatin; - Finlandiya ve Brunei Sultanlığında faaliyet yürütmeye başladığı, - Fas'ta açtığı kuran kursu kanalıyla Afrika'ya, ilk açılımını gerçekleştirdiği, - Ukrayna'da faaliyetlerinin geliştirilebilmesi için Kiev'de bulunan Müslüman toplumun temsilcileriyle ilişkilerin geliştirilmesine çalışıldığı, - Ganalı Devlet yöneticileri tarafından cemaate ülkede dini eğitim vermeleri yönünde teklif sunulduğu, - Bulgaristan Kırcali müftüsünün cemaatten bölgede yurt açmalarını talep ettiği, cemaatin Balkanlardaki faaliyetlerinin "Balkanlar Eğitim ve Kültür Derneği" tarafından yürütüldüğü, böylece bu ülkedeki Bektaşileri kendi lehinde etkilemeye çalıştığı, - Cemaatin Ramazan ayı boyunca Almanya ve cemaatin faaliyetlerini yürüttüğü diğer ülkelere din görevlisi gönderildiği, - Cemaatin Almanya'da kesilen kurban etleri üzerine "İslami usullere göre kesilmiştir" mührünün patentini alarak, Almanya'da kurban kesme konusunda tekelleşmeye çalıştığı, - Bosna-Hersek ve Arnavutluk'ta dağıtılmak üzere içinde dini ibarelere yer verilen takvim hazırlandığı,- Gürcistan'daki faaliyetlerinin karşılanması için Gürcü asıllı cemaat mensuplarından bağış topladığı tespit edilmiştir. 9. Değerlendirme Süleymancıların yurtiçinde; - İrtica ile mücadele uygulamaları çerçevesinde hükümetin, ilköğretim öğrencilerinin özel yurtlarda barınmayacağı ve kuran kurslarının denetim altına alınması kararları nedeniyle, yasal boşlukları değerlendirerek taban genişletme faaliyetlerini sürdüreceği, - Cemaat potansiyelini ticari alanda değerlendirme amaçlı bir uygulamayı hayata geçirmeye çalışacağı, Yurtdışında ise; - Almanya'da IGMG başta olmak üzere mevcut pek çok kuruluşun yasaklanması ihtimaline karşın İslam dinini temsil eden kuruluş statüsü almak üzere çalışmalarda bulunacağı, - Süleymancı anlayışın, balkanlarda özellikle Bektaşiler içerisinde taban bulması için çaba sarf edeceği, - Fethullah Gülen Nurcu grubu örneğinde olduğu gibi yurtdışında eğitim ve sermaye alanlarındaki faaliyetlerini arttırarak sürdüreceği değerlendirilmektedir. Ayrıca cemaatin yabancı ülkelerle artan ilişkilerinde cemaate ait kuran kurslarında eğitilen yabancı öğrencilerin oluşturduğu kadroların etkin olduğu kıymetlendirilmektedir. Neden BirGün? Bağımsız bir gazete olarak amacımız, insanlara hakikati ulaştırarak ülkede gerçek bir demokrasi ve özgürlük ortamının yeşermesine katkı sunmak. Bu nedenle abonelikten elde ettiğimiz geliri, daha iyi bir gazeteciliği hayata geçirmek, okurlarımızın daha nitelikli ve güvenilir bir zemin üzerinden bilgiyle buluşmasını sağlamak için kullanıyoruz. Çünkü banka hesabını şişirmek zorunda olduğumuz bir patronumuz yok; iyi ki de yok. Bundan sonra da yolumuza aynı sorumluluk bilinciyle devam edeceğiz. Bu yolculukta bize katılmak ve bir gün habersiz kalmamak için Bugün BirGün’e Abone Ol. BirGün; seninle güçlü, seninle özgür! BirGün’e Destek Ol Video haberler için YouTube kanalımıza abone olun

süleymancı kadınların başörtüsü neden öyle