🦘 Ankara Nın En Çok Istanbul A Dönüşünü Seviyorum
Bununiçin Türkiye’nin en iyi üniversitelerinin başında yer alan Boğaziçi Üniversitesi işletme bölümüne yerleşmeyi istiyorum” dedi. “Kitap okumayı seviyorum. Ortaokuldan beri çok fazla kitap okurum ve kitaplardan küçük notlar yazardım. Fakat 11 ve 12. Sınıftan itibaren paragraf çözmeye ağırlık verdim.
İdealKent(Kent Araştırmaları Dergisi), 4. Sayı: Ankara. Enter the email address you signed up with and we'll email you a reset link.
Ankaralı kadınları da motive edecek bir oluşum olması bizim de çok hoşumuza gitti tabii ki:) Biz de dedik ki, o zaman madem amaç kadınları motive etmek, Ankara Koşuyor, Koşu Kadını ve BuKızlar bir araya gelelim ve sadece kadınların katılacağı bir
Baskınbeş kardeşini de kanserden kaybetmişti. Kendisi lösemiye yakalandı. Çok iyi bir insandı, ailece görüşürdük. Ankara’da tedavi oldu. Bodrum’a yerleşti. Her ay Ankara’ya gidiyordu. Trombosit yüklüyorlardı. Bir gün bana telefon etti. ‘Çok kötüyüm, Ankara’ya gidemeyeceğim, İzmir’e geliyorum,’ dedi.
Oöldükten çok sonra bile Basit yemek masasına karısı için de bir tabak koyan. Ve karısı temiz hava alabilsin diye pencereleri açan. Bütün bu gösterişi utanç verici bulurdum ben. Öbür arkadaşları da öyle. Bunu hiç anlayamamıştım. Ankara Dört veya beş yaşında olmalıyım. Dedem, anneannem ve ben Ankara Ekspresi’ndeyiz.
İzmirŞehir Tiyatroları'nın (İzBBŞT) en genç oyuncusu Devrim Karakoyun üniversiteden mezun olduktan sonra İstanbul'a gidip 3 ay sonra İzBBŞT'nin sınav duyurusu gelince apar topar İzmir'e dönüşünü heyecanla anlattı; İzBBŞT'nin özerk yapısıyla oyunculardan seyircilere kadar herkes için büyük bir şans olduğunu vurguladı.
İstanbullularıkar esaretine mahkum ederek Sarıyer'deki balıkçıda İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Dominick Chilcott'la bir araya gel CHP'li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu dinmeyen tepkiler karşısında çareyi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'da buldu. Vallahi ben senden nefret ediyorum ve Reis'i cok seviyorum. Reis'in
0dGHe. Ankaralı sunucu-influencer Fulya Sezen, Ankara’nın düzeni ve sakinliğiyle ruhuna iyi geldiğini belirterek, “İstanbul’un en çok Ankara’ya dönüşünü seviyorum” diyor. Sezen, koronavirüs salgını sürecini ise şöyle şöyle anlattı“Bu süreç, sağlığın ve yardımlaşmanın ne kadar önemli olduğunu hatırlattı. Yaşadığımız dünyaya çok daha iyi bakmamız gerektiğini, bakmayanları ise uyarmamız gerektiğini öğretti. Annemle ve babamla görüşememek, sevdiklerime sarılamamak, eşimle özgürce ve el ele dolaşamamak, bir kafede oturup ağız tadıyla kahve yudumlayamamak, sinema, tiyatroya, seyahate gidememek... En çok özlediklerim bunlar oldu.”ZAMANSIZ PARÇALARA YATIRIM YAPINFulya Sezen, moda ile ilgili ise bazı tüyorlar verdi “Bir şey moda diye lütfen hemen gidip almasınlar. Moda ve trend ürünler yerine zamansız parçalara yatırım yapsınlar. Mesela bir trençkot, her kıyafetin altına uyabilecek nude renkte şık bir stiletto, siyah bir elbise, blazer ceket, beyaz bir gömlek gibi... Bir de insanın zamanla vücut yapısını tanıyarak ona göre giyinmesi stil sahibi olmasında büyük önem taşıyor.”
“Ankara’nın en çok İstanbul’a dönüşünü seviyorum” cümlesi kime aittir? “Ankara’nın en çok İstanbul’a dönüşünü seviyorum” cümlesi kime aittir? sorusu Kim milyoner olmak ister? adlı yarışma programında sorulmuş bir sorudur. “Ankara’nın en çok İstanbul’a dönüşünü seviyorum” cümlesi kime aittir? sorusunun doğru cevabına bakmadan önce lütfen aşağıdaki yorum bölümünden kendi cevabınızı yazabilirsiniz. “Ankara’nın en çok İstanbul’a dönüşünü seviyorum” cümlesi kime aittir? A. İlhan Selçuk B. Yahya Kemal Beyatlı C. İhsan Sabri Çağlayangil D. Aziz Nesin “Ankara’nın en çok İstanbul’a dönüşünü seviyorum” cümlesi kime aittir? Sorusunun Doğru Cevabı Yahya Kemal Beyatlı İlhan Selçuk nedir?, Yahya Kemal Beyatlı nedir?, İhsan Sabri Çağlayangil nedir?, Aziz Nesin nedir? İlhan Selçuk ne demektir?, Yahya Kemal Beyatlı demektir?, İhsan Sabri Çağlayangil demektir?, Aziz Nesin demektir?
ankarada geçirilen 4 gün sonra hafifçe belirebilen, 7 gün sonra varlığını hissettiren, 10 günün sonunda ise her dakika alarm gibi öten füşünce. kışsa eğer, ankara'nın kuru soğuğundan, istanbul'un yağmuruna ve çamura dönerken kullanılırken kullanılan cümle. yazsa eğer neme, tere dönülürken sarfedilen sözler. bir arkadaşım derdi istanbul için istanbulu sevemezsin ama vazgeçemezsin de "ankarayi cok seviyorum, özellikle de orda olmadigim zamanlarda" gibi bi düşüncenin pratige dökülmesi ve cesitli filtrelerden gecmesiyle olusan durum.. cuma günleri saat 1730 veya 1900 otobüsü ile yavaş yavaş istanbula doğru yola çıktığımda sanki kurulu saat gibi gişelerden* hemen önce aklıma gelip oturuveren yahya kemal kavramı. ankara'nın en sevilen yanıdır benim için, bir kaç günlüğüne gidilir, boğazın kokusu genzi yakmaya başlar ve ankara'dan istanbul yoluna çıkılır... budur. cikmis, orjinalligini yitirmis sozun kaynagidir ankaranin en cok istanbula geri donusunu sevmek. herkesin bildigi hikaye, saire sormuslar ankara'nin nesini begendiniz diye. gecenlerde marasli bir arkadasim ankara'dan ne kadar slklldlglnl ima etmek icin "ankara'nin en cok marasa donusu seviyorum" dediginde hakikaten bu sozun ne kadar kliselestigini ve gereksizlestigini farkettim. ve o gun eve donerken bu gereksiz lafin nasil altindan kalkilacagini buldum. iste cozum - ankara'nin en cok nesini seviyorum biliyor musun battucan?- aa, merak ettim, nesini seviyorsun?aslinda cevap bellidir- istanbula donusunu seviyorum, ben allah allah, sen ankarali'sin nasil seversin ankara'nin istanbul'a donusunu?- ben en cok ankara'nin degil senin istanbula donusunu seviyorum tangutcugum. surat ciddilesir, sol ka$ hafif havaya kalkar- yaa..alcalan ton ile- yaa..yukselen ton ilenot arkadasiniz fazla yuz goz olmadiginiz, sevmediginiz kil bir tip olmalidir yoksa dogacak sorunlardan dolayi mesuliyet kabul etmem. yanılgıdır.. aslında ankara'nın * boş yollarını seven insan istanbul'a dönüşü sevdiğini zanneder. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.
Mizahla yakından ilgilenen, yüzlerce kalem ve binlerce kravattan oluşan koleksiyonları bulunan Hürriyet Gazetesi Yazarı Şükrü Kızılot, “Çoğu kişinin aksine, İstanbul’un Ankara’ya dönüşünü seviyorum. Birgün İstanbul’a yerleşsem bile, bir ayağım hep Ankara’da olur” yakından ilgilenen ve karikatür çizmekten keyif alan Hürriyet Gazetesi Yazarı Şükrü Kızılot’un, yüzlerce kalem ve binlerce kravattan oluşan koleksiyonları var. Bir Ankara aşığı olan Kızılot, “Çoğu kişinin aksine, İstanbul’un Ankara’ya dönüşünü seviyorum. Birgün İstanbul’a yerleşsem bile, bir ayağım hep Ankara’da olur” kadar 56 cilt kitap, 2 bin 500’e yakın makale yazan, haftanın beş günü köşesinde güncel, mali ve ekonomik konuları masaya yatıran Kızılot, yaşantısının kapılarını Ankara Hürriyet için araladı. Öncelikle bize kendinizden bahseder misiniz?Halk arasında Senin yaptığını Çorumlu yapmaz’ diye bir söz vardır. Çorumlu ne yapmış gerçekten bilmiyorum ama bildiğim bir şey var, Çorum’da doğmuşum. İlkokulu Çorum’da, ortaokul ve liseyi Ankara’da muhasebeyle ilgili 56 cilt kitabım var. Bunlardan bazıları binlerce sayfa. Fakat mizah kitaplarımın gördüğü ilgiyi hiçbiri görmedi. Ofisime gelen bir misafirim, Size samimi olarak bir soru sormak istiyorum. Bu kitapların hepsini okudunuz mu?’ dedi. Ben de gülümseyerek, Daha kötüsünü yaptım. Hepsini ben yazdım’ diye cevapladım. Yaklaşık 2 bin 500 adet de makalem yılında Hürriyet’te çalışmaya başladım. Hürriyet’te yazmak benim en büyük idealimdi. Haftada beş gün güncel, mali ve ekonomik konularla ilgili yazıyorum. Hürriyet’teki yazıların yarattığı etkiler, okuyucuların dönüşü çok ciddi seviyede. Bir yandan televizyon programları ve paneller devam ediyor. Bunların yanı sıra, Yazı Kurulu Başkanlığını yaptığım aylık Yaklaşım Dergisi var. Öğrencisi olamadım bugün ders veriyorumİlk kitabınızı yazarken neler yaşadınız?Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde üçüncü sınıf öğrencisiyken, çoğu kişinin tam olarak bilmediği, Ortalama Kar Hadleri uygulaması hakkında bir kitap yazdım. Kitabımı götürdüğüm kitapçılar beni ciddiye almadı ve Kitabı koyacak yerimiz yok’ diyerek geri çevirdiler. Büyük hayallerle yazdığım kitabı, kitapçılar emanet olarak dahi kabul etmiyordu. En sonunda Ben Şükrü Kızılot’un oğluyum. Babamın yazdığı bu kitabı dağıtıyorum’ demeye karar verdim. Sonunda bir kitapçı ilgi gösterdi ve benden kitap aldı. Artık anlamıştım. Vergi gibi ciddi bir konuyla ilgili bir kitabı, bir üniversite öğrencisi yazamazdı. Kitabı, ikincisi üçüncüsü izledi. Yedinci kitabım İnşaat Muhasebesi Vergilendirilmesi ve Ölçümleme kitabıydı. Bu alanda ilk kitaptı ve ciddi bir boşluğu dolduracaktı. Kitapçıya götürdüğümde, Babanız yine güzel bir konu bulmuş’ diyen kitapçıya işin gerçeğini kimliğimi de göstererek anlattım. Bir yandan da üniversitelerde dersler veriyorsunuz. Geçmişte öğrencisi olmayı çok istediğiniz ODTÜ’de bugün ders veriyor olmak sizin için ne ifade ediyor?Üniversiteyi çok seviyorum. Gençlerle bir arada olmak, onlara bildiklerimi aktarmak benim için çok keyifli. Emekliliğe hak kazandığım halde üniversiteyi bırakmadım. Gazi Üniversitesi’nde Maliye Bölüm Başkanıyım. Mezun olduğum okulda, mezun olduğum bölümün başkanlığını yapıyorum. Liseyi bitirince, çok istediğim ODTÜ’yü kazandım. Ancak devam mecburiyeti vardı. İş bulmalıydım ve devam mecburiyeti olmayan bir okulda okumam gerekiyordu. Bu sebeple ODTÜ’ye kaydımı yaptıramadım. Bir zamanlar öğrencisi olmayı çok istediğim ODTÜ’de İşletme Bölümü’nde profesör olarak görev yazmak ve üniversite birbirine yakın olaylar. Kitaplarınızın elden ele dolaştığını görmek, kütüphanelerde kitaplarınıza rastlamak çok güzel bir duygu. İnsanlar yaşı kaç olursa olsun farkedilmek istiyor. Uğraşlarıyla ilgilenilmesini istiyor. Yazdığınız yazının beğenilmesi tarifsiz bir sizin için neler ifade ediyor?Ankara, yaşantımın yüzde 90’ının geçtiği bir şehir. Başkent’te trafik sorunu İstanbul’a kıyasla daha az, ulaşım kolay, insanlar daha farklı. Dostlarımızla sık sık görüşebiliyoruz. Derli toplu bir şehir. Mesleki anlamda benim için veri olabilecek bilgiler de Ankara’da. Bu nedenlerle Ankara benim için çok önemli. Çoğu kişinin aksine, İstanbul’un Ankara’ya dönüşünü seviyorum. Birgün İstanbul’a yerleşsem bile, yine bir ayağım Ankara’da işi yapmak lüksüne sahip oldumYapmak istediğiniz fakat yapamadığınız bir şey var mı?Herkes sevdiği işlerle uğraşmak ister. Sevdigim işlerle uğraşmayı ve çok kazançlı da olsa sevmediğim işlerle ilgilenmemeyi başarabildim. Bu, büyük bir lüks. Bir mali danışmanlık şirketi kurmam veya böyle bir oluşumda olmam ilgi görür. Ticari getirisi de büyük olur ama böyle bir şey arzu etmedim. Bu beni mutlu etmezdi. Bugün liseyi bitiriyor olsaydım, yine benzer bir eğitim almak isterdim. Ancak birkaç yıl da yurtdışında okumayı arzu ederdim. Bu isteğimi de çocuklarımda gerçekleştirdim. Bana göre çocuklara bırakılacak en büyük servet, iyi bir eğitim. Binlerce kravat yüzlerce kalemHobilerinizden bahseder misiniz? Neler yapmak size keyif veriyor?Kaleme çok meraklıyım. Pek rastlanmayan türden birkaç yüz tane kalemim var. Sürekli yazan birisi olduğum için, farklı kalemler kullanmak hoşuma 20 yıldır kravata ilgim var. Binin üzerinde kravata sahibim. Evde sadece kravatlarıma ayırdığım bir gardrobum var. Daha çok yurtdışına gittiğimde alıyorum. Kravatlarımın pek rastlanmayan türde olmasına özen gösteriyorum. Bir kısmını zaman zaman hediye ediyorum. Karikatüre, mizaha meraklıyım. Karikatür çiziyorum. Mizahı, hobinin yanı sıra işimin bir unsuru olarak da devam ettiriyorum. Gazetede konuyla ilgili bir fıkra yazarsanız, okuyucunun ilgisini çekiyorsunuz. Uygun bir ortam olduğunda, konuşulan konularla ilgili olarak sabaha kadar fıkra anlatabilirim. İnsanların en çok hoşuna giden fıkralar, gazetede yazılamayan, her ortamda açıkça anlatılamayan fıkralar oluyor. Bunları belli ölçülerde kitaplarıma koyabiliyorum. Mizah kitaplarını, her yıl bir tane olarak devam kıyafetleriyle ilgileniyorum. Yaşı kaç olursa olsun bir kadının bakımlı ve şık olması benim için çok önemlidir. İnsan kendini hissettiği yaştadır ve dolu dolu yaşayabilmeli. Yurt dışına çıktığımda daha çok zamanım oluyor ve kadın kıyafetlerinin, aksesuvarlarının satıldığı yerleri geziyorum. Eşim avukat. Çok fazla ortak noktamız var ve bana her zaman destek olur. Çalışma konularımız da birbirine yakın. Eşimle birlikte yazdığımız kitaplarımız var.
Ana SayfaGüncelAnkara’yı bir dünya kenti haline getiren Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Ankara’yı ışıklandırma projesine başladı. Başkan Gökçek Twitter'da dev projenin çalışmalarına başladığını duyurdu. Ekleme - 0119 Güncelleme - 0124 / Editör Ozge Selin / Kaynak Beyaz Gazete Özel Galeri Gökçek 'Ankara’nın en çok İstanbul’a dönüşünü seviyorum' sözünü tarihin tozlu sayfaları arasına karıştırıyorGökçek 'in prestij projeleri arasında yer alan “Işıklandırma” projesi Ankara 'da start aldı. Kuzey Ankara Vadisi 'nde bulunan bazı binaları aydınlatan Gökçek, aydınlatılan binaların ilk fotoğraflarını da sosyal paylaşım sitesi Twitter 'da ki sayfasında yayınladı. O SÖZ TARİHE KARIŞIYOR Takipçileriyle fotoğrafları paylaşan Gökçek “Burası Esenboğa yolundaki Kuzey Ankara da hak sahiplerine dağıttığımız konutlar. Artık burayı aydınlatıyoruz. Burası bir başka deyişle Türkiye'nin giriş kapısı. Işıklandırdığız alan biten bölümlerin sadece%5'i. Siz bittiğinde Ankara 'yı görün. Kasım ayı sonunda Kuzey Ankara vadisi rekreasyon alanı da bitecek. Artık Yahya Kemal Beyatlı'nın 'Ankara 'nın en çok İstanbul 'a dönüşünü seviyorum ' sözü değişecek ve özellikle Ankaralılar inşallah 'İstanbul 'un en çok Ankara 'ya dönüşünü seviyorum ' sözcüğü literatüre girecek.” İfadelerini kullandı. BEYAZ GAZETE İLGİLİ HABERLER ANKARA IŞIL IŞIL OLACAK
ankara nın en çok istanbul a dönüşünü seviyorum