🍷 Ebru Sanatı Ile Ilgili Bilgilendirici Metinler

Son yıllarda resim gibi paspartolanmış ve çerçevelenmiş ebru çeşitleri ile sergiler açılıyor, çerçeveli veya çerçevesiz dükkanlarda satılıyor. Evlerimizi, bürolarımızı süslediği gibi gömleklerimizden sarkan kravat olarak ipekli kumaşlara basılmış görüyoruz. a. Defterinize ebru sanatıyla ilgili bilgilendirici bir metin yazınız. Yazınızda konuyla ilgili duygu ve düşüncelerinize de yer veriniz. Yazınızın içeriğine uygun bir başlık yazmayı unutmayınız. Cevap: EBRU SANATI. Ebru sanatına başlarken tekneye kitre ve su eklenerek karışması ve kıvam alması beklenir. Cevap : E) Aile bilgilendirme: 4- Aşağıdakilerden hangisi ilkokulda bilgilendirici metinler arasındadır? A) Özlü söz B) Mani C) Hikaye D) Karikatür E) Şiir. Cevap : A) Özlü söz NOT: Bilgilendirici Metinler;-Anı,-Efemera ve Broşür (liste, diyagram, tablo, grafik, kroki, harita, afiş vb. karma içerikli metinler)-e-posta-Günlük-Haber Metni, Reklam-Kartpostal-Kılavuzlar Ebu sanatının tarihiyle ilgili kesin bir bilgi söz konusu olmamakla beraber 13. ve 14. yy'da Türkistan, Semerkant gibi bölgelerde ebru sanatının yapıldığı kaynaklara rastlanılmıştır. Ebru Sanatı İle İlgili Bilgilendirici Metin ; 7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Cevapları Özgün Yayınları ; 4. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Cevapları Özgün Yayınları ; 7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Özgün Yayınları 65-66-67. Sayfa Cevapları EBRUSANATI. Su yüzeyinde elde edilen boya katının kâğıda, beze, özellikle ipeğe geçirilmesiyle yapılan süsleme. Ebru, eski Türk sanatlarından biridir. Bir kaba, kitre denen zamk konur. Ayrı bir kapta istenilen renklerdeki boyalar ince toz hâline getirilerek bal yoğunluğundaki zamk suda eritilir. Elde edilecek boyaya, taze Onun devamında, Hezarfen Edhem Efendi, Necmeddin Okyay ve Mustafa Düzgünman, bir yandan sanattaki geleneği korumuş, aynı zamanda da ebru çeşitlerini tanzim ederek Ebru'yu güçlü bir sanat haline getirmişlerdir. Ebru Sanatı ile ilgili yazılmış ilk eser, Tertib-i Risale-i Ebri adını taşır ve 1608 tarihlidir. gDnL. Ebru Sanatı Hakkında Kısaca Bilgiler Ebru Sanatı Kâğıt süsleme sanatlarının en önemlilerinden biri… Bütün Osmanlı sanatlarında olduğu gibi usta-çırak usulü ile öğrenilen ve sanatçının iradesi dışında birçok değişkenden etkilenen bir sanattır. Ebru; renklerin suyla dansının yarattığı bir ahenktir aslında. Bazı kaynaklar ebrunun, yüz suyu anlamına gelen ab-ı ru sözcüğünden, bazı kaynaklar ise Orta Asya dillerinden Çağatayca'da hareli görünüm, damarlı kumaş ya da kağıt anlamına gelen “ebre”den geldiğini söylese de en yaygın kanı, kelimenin kökeninin Farsça; bulutumsu, bulut gibi anlamına gelen ebri den gelmekte olduğudur. Her ne şekilde isimlendirilse isimlendirilsin insanlara da isim olan ebru, gizemli bir ahenk taşıyor. Zorlu ve emek isteyen bir sanat olan ebru, geri dönüşü olmayan, tekrarı olmayan, çok değişkenli bir sanattır. Ebru sanatının ne zaman ve hangi ülkede ortaya çıktığı bilinmemekle birlikte bu sanatın doğu ülkelerine özgü bir süsleme sanatı olduğu kesindir. Bazı İran kaynaklarında ilk kez Hindistan'da ortaya çıktığı yazılıdır. Hindistan'dan İran'a, oradan da Osmanlılar'a geçmiştir. Gene bazı kaynaklara göre de ebru Türkistan'daki Buhara kentinde doğmuş ve İran yoluyla Osmanlılar'a geçmiştir. Batıda ebru “Türk Kâğıdı” diye adlandırılır. [youtube url=” width=”560″ height=”315″] Ebru sanatı nedir? Ebru nasıl yapılır? Başlıca ebru çeşitleri nelerdir? Ebru sanatları ile ilgili tanıtıcı Sanatları ile İlgili Tanıtıcı YazıEbru, kâğıt süslemeciliğinde, kitre ve kola gibi yapıştırıcılarla yoğunlaştırılmış su üzerine neft yağıyla sıvılaştırılmış yağlı boya damlatılarak yapılan ve üzerine konulan kâğıda geçirilen bir çeşit sanatların her dalı birbirinden önemli ve özeldir. Ebru sanatı da bu nadide sanat dalları arasında yerini almaktadır. Tam olarak hangi yıllarda doğduğu bilinmeyen ebru sanatının tahmini ortaya çıkış zamanı binli yıllardır. Şu anda 2017 yılında olduğumuz düşünüldüğünde, ebru sanatının geçmişi en az bin sanatının ortaya çıkış yeri olarak da pek çok rivayet vardır. Bu konuda bazı kaynaklarda Hindistan, bazı kaynaklarda Türkistan, bazı kaynaklarda İran ve bazı kaynaklarda da Çin ebru sanatının çıkış yeri olarak ülkelerde ebru hakkında “Türk kağıdı” tanımlaması yapıldığı için, ebru sanatının Türkistan’da doğmuş olma ihtimali yüksektir. Zaten ebru sanatının esas gelişimi ve yaygınlaşması da Türklerin Anadolu’ya gelmesinin akabinde gerçekleşmiş ve Osmanlı Devleti zamanında da zirveye Nasıl Yapılır?Ebru sanatının yapılabilmesi için gereken su, kitre adı verilen bir sıvı ile yoğunlaştırılır. Bu işlemin sebebi, ebrunun yapılması için su üzerine serpilecek boyaların tabana çökmesini engellemektir. Kitre, geven adı verilen bir bitkinin öz suyundan elde edilmektedir. Suyun yoğunluğunun daha da artırılması ve çalışmanın kolay yapılabilmesi için ayrıca suya “öd” de katılabilmektedir. Öd, genellikle büyük baş hayvanların safra kesesinden elde yoğunluk seviyesine gelmiş suyun üzerine yapılacak çalışmaya göre boyalar serpilmektedir. Boyaların serpilme işlemi, ebru yapacak kişinin ustalığına göre daha nizami şekilde gerçekleşebilmektedir. Boya serpme işi özellikle su yüzeyinde meydana gelen şekillerin doğrudan kağıda alınacağı durumlarda özenle yüzeyine serpilen boyaların doğrudan kağıda alınmadığı durumlarda “biz” adı verilen metal uçlu bir aletle istenilen şekiller oluşturulmakta ve ardından bu şekiller kağıda Ebru ÇeşitleriEbru çeşitlerinin ilki konumunda “Battal Ebru” bulunur. Bu tür, ebru sanatının ilk aşamasıdır. İki yahut üç farklı renkteki boyanın su yüzeyine serpilmesinden sonra direkt kağıda ebru sonrasında; Gelgit ebru, Bülbül yuvası, Şal ebrusu, Taraklı ebru, Hatip ebrusu, Çiçek ebrusu ustalık kazanıldıkça yapılan ebru çeşitleridir. Her birinin kendine has uygulama yöntemleri Devleti zamanında çok önem verilen Ebru sanatı, saray süslemelerinden ev süslemelerine kadar pek çok alanda kullanılırdı. Ebru sanatkarlığı yüzyıllarca bir iş kolu olarak ustalarına maddi kazanç da sağlamış ve geçim kaynağı İçerikler Yaşatılmaya Çalışılan Geleneksel Türk El Sanatları Nelerdir?*** Ebru Sanatları ile İlgili Tanıtıcı Yazı konulu araştırma yazısı hakkında söylemek istediklerinizi aşağıdaki yorum alanına yazabilirsiniz. Türkçe Ders Kitabı Cevapları ☺️ BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER! Ebru sanatıEbru, kağıt üzerine, özel yöntemlerle yapılan geleneksel bir süsleme sanatıdır. Ebru sözcüğüne köken olarak, bulut anlamına gelen Farsça “ebr” sözcüğü gösterilmektedir. Bu sözcükten türetilen ve “bulut gibi” ya da “bulutumsu” anlamına gelen “ebri” sözcüğü Türkçe'de değişerek “ebru” biçimini almıştır. Gerçekten de ebru bulut izlenimi uyandıran bir görünümdedir. Ebru sözcüğü bir başka görüşe göre “yüz suyu” anlamına gelen Farsça “ab-ruy” tamlamasından gelmektedir. Ebru sanatının ne zaman ve hangi ülkede ortaya çıktığı bilinmemekle birlikte bu sanatın doğu ülkelerine özgü bir süsleme sanatı olduğu kesindir. Bazı İran kaynaklarında ilk kez Hindistan'da ortaya çıktığı yazılıdır. Hindistan'dan İran'a, oradan da Osmanlılar'a geçmiştir. Gene bazı kaynaklara göre de ebru Türkistan'daki Buhara kentinde doğmuş ve İran yoluyla Osmanlılar'a geçmiştir. Batıda ebru “Türk Kağıdı” diye adlandırılır. Ebrunun YapılmasıEbrunun yapılışı oldukça zevkli ve sabır isteyen bir iştir. Önce uygun bir kağıt seçmek gerekir. Çünkü her kağıda ebru yapılmaz. Kağıt, boyayı iyice emecek nitelikte ve dayanıklı olmalıdır. Eskiden hattatlar güzel yazı ustaları yazı yazmak için yüzeyine “ahar” denen özel karışımlı nişasta ve yumurta akı bir sıvı sürülen ve bu yüzden “aharlı” denilen kağıt türünü yeğlerlerdi. Ebrucular ise bu tür kağıtlar boyayı iyi emmediği için “aharsız” da denen ham kağıt kullanırlardı. Ebru yapmak için genellikle dikdörtgen biçiminde, büyükçe ve yayvan bir tekne gerekir. Geven denilen otun gövdesinden elde edilen ve beyaz renkli bir tür zamk olan kitre, belli bir oranda, suyla bir kabın içinde karıştırılır. Kitre yerine salep, keten tohumu, ayva çekirdeği, gazyağı gibi birçok değişik madde de kullanılmaktadır. Kitre ile yapılan bu karışım 12 saat kadar bekletilir ve zaman zaman karıştırılır. Kitre bu süre sonunda erir ve karışım boza kıvamını alır. Daha sonra küçük fincanlarda ebru için boya hazırlanır. Bu amaçla kullanılacak boya çok ince toz haline getirilmeli ve suda eriyip dağılmayan bitkisel ve kimyasal boyalardan olmamalıdır. Fincanda su ile iyice karıştırılarak sıvılaştırılan boyalara ayrıca iki kahve kaşığı taze sığır ödü katılır. Bu işlemin amacı iyice ezilmiş boyanın dibe çökmeden yüzeyde kalmasını sağlamaktır. Bu biçimde hazırlanan değişik renkteki boyalar özel tekneye boşaltılmış olan boza kıvamındaki sıvının yüzüne serpilir. Yüzeyde birikintiler halinde kalan bu boyalar daha sonra tahta bir çubukla karıştırıldığında ya da yayıldığında şaşırtıcı ve ilginç desenler ortaya çıkar. Ayrıca hazırlayanın isteğine göre belli desenler de elde edilebilir. Bu desenlerin üzerine yatırılan özel kağıt, 5-10 saniye sonra, iki ucundan tutularak kaydırmadan ve oynatmadan, kitap sayfası açar gibi bir yana doğru kaldırılır. Kağıt, boyalı tarafı üste gelmek üzere uygun bir yere serilerek kurutulur. Böylece ortaya binlerce ayrıntı ve renk taşıyan desenler çıkar. Eğer, bu desenlerin arasına bir yazı ya da herhangi bir çiçek motifi yerleştirilmek istenirse, başka bir yöntem uygulanır. Yazı ya da motif, bir kağıda yazılır ya da çizilir. Keskin bir araçla kenarları kesilip kalıp çıkartılır ve ebru kağıdına zayıf bir yapıştırıcı ile yapıştırılır. Kağıdın, yapıştırılan desenin bulunduğu yüzeyi yukarıda anlatıldığı gibi teknenin içine yatırılır. Elde edilen ebru kuruduktan sonra, hafifçe yapıştırılmış olan bölüm sökülünce yazı ya da motiflerin yerleri boş kalır. Bu yöntem hattat ve ebru ustası Necmeddin Okyay 1883-1976 tarafından bulunduğu için bu yöntemle yapılan ebrulara “Necmettin Ebrusu” denir. Ebrunun “battal ebru”, “taraklı ebru”, “çiçekli ebru” gibi daha birçok türü vardır. Ebru ciltçilikte ve hattatlıkta çok kullanılırdı. Bazen elde edilen ilginç ve güzel desenler bir tablo görünümünde olduğu için bu amaçla da kullanıldığı oldu. Türkler'den Hatip Mehmed Efendi Şeyh Sadık Efendi Bekir Efendi başları gibi çok usta ebru sanatçıları yetişmiştir. Bu sanatın Necmeddin Okyay'dan sonra yetişen son ustaları arasında Mustafa Düzgünman doğumu 1920 ve Niyazi Sayın doğumu 1927 özellikle anılabilir. Ebru, kitreyle yoğunlaştırılmış su üzerine tezyini kağıt ile resim yapma sanatıdır. Geleneksel Türk Sanatlarıır. Ebru sözcüğüne köken olarak bulut anlamına gelen ve Farsça bir kelime olan "ebr" sözcüğü gösterilmektedir. Ebru sanatının ne zaman ve hangi ülkede ortaya çıktığı bilinmemekle beraber bu sanatın doğu ülkelerine özgü bir süsleme sanatı olduğu düşünülmektedir. Bazı İran kaynaklarında Hindistan'da ortaya çıktığı yazılıdır. Bazı kaynaklara göre de Türkistan'daki Buhara kentinde doğmuş ve İran yoluyla Osmanlılar'a geçmiştir. Batıda ebru "Türk Kağıdı" olarak adlandırılmaktadır. Koyulaştırıcı bir madde ile kıvamı arttırılmış suyun üzerine, içine öd katılmış, suda erimeyen boyaların serpilmesi ve su yüzeyinde meydana gelen şekillerin bir kağıda geçirilmesi ile yapılır. Ebru türleri Battal Ebru Su üzerine serpilen boyalara hiçbir müdahale olmaksızın yapılan ebru Gelgit Ebru Battal ebrudan sonra, önce enlemesine ,boydan boya, daha sonra yukarıdan aşağıya [[çizgiler çekildiğinde elde edilen ebru. Şal Ebru Gelgit ebrudan sonra çapraz çizgiler çekilerek elde edilen ebru Somaki Ebru Taraklı Ebru Bülbül Yuvası Çiçekli Ebru Hafif Ebru Koltuk Ebrusu Ebru "Akkase" عاكسه, "yansıma" veya "kalıp" manesidir. "Aks" عكس "negatif" Arapça dilde aslı ve şimdi Farsçadan Türkçe'ye geldi. Bir oyma kağıtı kalıp veya Arap zamkı kullanılarak ebrunun figür ya da yazı şeklinde kapatılan yerlerinin ebru almaması sağlanarak yapılan figüretif ebru türü. Neftli Ebru ebru türünde tekneye atılan son boyanın içine neft katılarak yapılan ebru çeşidi. Kumlu Ebru Yüzey gerilimi düşük bir teknede, sürekli aynı noktaya boya damlatarak yapılan ebru çeşididir. Hatip EbruBattal ebrudan sonra bizle boya damlatılır ve biz yada at kılıyla damlalara şekil verilir. Ebru malzemeleri Su Kitre ,deniz kadayıfı boy tohunu ve sahlep gibi suyun yoğunluğunu sağlayacak doğal maddeler ile karıştırılır. Su kireçsiz ise dinlendirilmiş musluk suyu yağmur suyu saf su kullanılmalıdır. Toprak boya Ebruda kullanılan boyalar eskiden doğada bulunan topraktan elde toprak ezilir elekle elenir ve suda süzülerek kullanıma hazır hale getirilirmiş. Günümüzde ezilmeye hazır halde yada ezilmiş boyalar boyalar mermer ve destiseng denilen el taşı nın yardımıyla ezilerek macun kıvamına getirilerek kullanılır. Öd Öd genellikle büyük baş hayvanların safrakesesinden elde delinir ve içindeki öd süzülerek bir kapta toplanır,benmari usulü kaynar suda 20 dakika biriken köpük bir kaşık yardımıyla işlem ktü bir kokuya neden olduğu için açık havada yapılması balığı ödü de kumlu-kıçıklı ebru yapımı için uygundur. Kitre Ebru yapımında kullanılan suyun belli bir yoğunluğa sahip olması ve özel olarak hazırlanan boyayı üzerinde tutabilmesi gerekmektedir, her hangi bir suyla ebru yapılamaz. Ebrunun suyuna bu özelliği veren maddenin ismi kitredir. Kitre, Türkiye'nin güney ve güneydoğu bölgelerinde kırlarda yetişen yabani bir dikeningeven özsuyudur. Köylüler kırlarda geven dikeninin gövdesine bıçakla çizik atar, birkaç gün beklerler. Bitkinin özsuyu çizik bölgeden akar ve kurur. Bir ağaç kabuğuna benzer görünüm alır. Bu kabuklar tek tek toplanır. Kabuk şeklinde olan kitre aktarlarda satılmaktadır. Ebrunun suyu hazırlanırken saf suyun içine belli ölçülerde kitre konulur. Su ağzı kapalı bir kapta bu şekilde bir süre bekletilir. Belli zaman aralıklarıyla mıncıklanarak eriyen kitre özünün dağıtılması gerekir. Suyun yeterli yoğunluğa ulaşmasından sonra, içinde kalan erimemiş kitre kalıntılarını ayırmak için, ebru suyu iyice süzülmelidir. Kitre ebru yapımında kullanılan, suyun belli bir yoğunlukta olması için suya karıştırılan maddelerden biridir. Ünlü Ebrucu Sacid Okyay ebru yapımında en iyi sonucu salepin verdiğini ancak kitrenin daha ucuz olması sebebi ile kitre kullandığından bahseder. Deniz kadayıfı Kitrenin hazır hale gelmesi 5-6 gün kadar gerektiği için deniz kadayıfı denilen deniz yosunu kullanılabilir. Hazır toz halde satılır. 50 gr toza 5 lt saf su ilave edilerek topaklanma olmamasına dikkat edilerek mikserle saat içindeki hava kabarcıkları yüzeye çıkıp patlıyana kadar kullanıma hazırdır. At kılı Fıça yapımında kullanılan atkılları tercihen yaşlı atların yelelerinden yada kuyruklarından elde kılı tercih edilmesinin nedenleri gözenekleri nedeniyle boyaların fırçadan bir vuruşta tüm yüzeye eşit büyüklükte ve miktarda boya dökülebilir. Fırçada gül dalı kullanılmasıgül dalının esnek olması , kolay küf tutmaması nedeniyledir. Eski ustalardan Necmettin OKYAY'ın çok özel ve ödüllü güller yetiştirmesi ve bu güllerin dallarını kullanması ,öğrencilerinin de bu yönde geleneği sürdürmesi. Kaynak Antik Dekor dergisi 2007. Skylife dergisi 1995 Kasım sayısı, Cüneyt Taylaner Ebru Sanatı makalesi. Ebru sanatının ilk kez ne zaman ve nerede yapıldığı tam olarak bilinememektedir. Tarihi ve kimin tarafından yapıldığı belli olmayan bazı eserler vardır. Ebru sanatının ne zaman ve hangi ülkede ortaya çıktığı bilinmemekle birlikte bu sanatın doğu ülkelerine özgü bir süsleme sanatı olduğu kesindir. Bazı İran kaynaklarında ilk kez Hindistan’da ortaya çıktığı yazılıdır. Hindistan’dan İran’a, oradan da Osmanlılar’a geçmiştir. Gene bazı kaynaklara göre de ebru Türkistan’daki Buhara kentinde doğmuş ve İran yoluyla Osmanlılar’a geçmiştir. Batıda ebru “Türk Kâğıdı” diye adlandırılır Ebru sanatı tarih olarak çok eskilere dayanmakla birlikte bilinen ilk ebru, 1595 yılına aittir. Bu yıla gelene kadar bu sanatın uzun bir süre gelişme süresi geçirdiğini de göz önünde bulundurursak 1595 yılından çok çok öncelere varabiliriz. Bulunan bu ilk ebrulu kâğıdın sahibi Şebek Memed Efendi’dir. Memed Efendi ebru sanatına en çok katkı yapmış sanatçılardan biri olması ile de bu alanda ün yapmıştır. Bugün kayıtlardaki en eski ebru 1595 yılı Şebek Mehmed Efendi imzasını taşır. Ancak, bir sanatın gelişmesi ve kabul görmesi için yüzlerce yıl geçmesi gerektiğini ve kayıtlarda da detaylı bir arama yapılmadığını düşünürsek bu sanatın çok daha eskilere dayanan bir geçmişi olduğunu kabul etmemiz gerekir. Bu sanatı anlatan ilk esere ise 1608 yılında ebru yapımını anlatan Tertib-i Risale-i Ebri isimli eserde rastlanır. Ebru dünyasının en ünlü sanatçılarından bazıları Üsküdarlı Şeyh Sadık, Hezarfen Edhem Efendi,. Osmanlı kültürüyle beslenen bu sanat, gelenekselliği ve Türklere özgü oluşu ile günümüze kadar önemini sürdürmüştür. Bilinen en eski ebru kağıdı 1554 yılına aittir. Ebrunun tarihi Malik-i Deylemi tarafından Gürcistan’da yazılmış italik kıt’ada geçen Arapça tarihten anlaşılıyor. Ebru kelimesi Çağatayca “Ebre”, Farsça “Ebrî” bulutumsu, bulut gibi anlamına gelip, daha sonraları dildeki vokal değişmesiyle Ebru haline gelmiştir. Bütün klasik sanatlarımız gibi ebru sanatının tarihi hakkında tam bir bilgimiz yoktur. Ebru kağıdı çok eski devirlerde hat sanatının bir yardımcısı ve ciltçiliğin bir kolu olarak yaşamış bir sanattır. Kitap kaplarının içlerini yaprakları veya yazı levhalarının kenarlarını bordür olarak süslemek için kullanılmıştır. Bugün tekrar gündeme gelmiş, kendini yenilemiş olarak görülüyor. Son yıllarda resim gibi paspartolanmış ve çerçevelenmiş ebru çeşitleri ile sergiler açılıyor, çerçeveli veya çerçevesiz dükkanlarda satılıyor. Evlerimizi, bürolarımızı süslediği gibi gömleklerimizden sarkan kravat olarak ipekli kumaşlara basılmış görüyoruz. Dahası çinilere renk vererek hatip ve çiçekli battal veya çark-ı felek olarak girmiş, kırlentlerde aynı renk cümbüşüne karışan ebrularla göz zevkimize katılmış olduğunu görüyoruz. Büyük Türk yazarı Şemseddin Sami Bey Kâmûs-ı Türkî adlı lügâtında ebru için şöyle demektedir “Ebru; aslı, Farsça Ebrî = bulut renginde ve daha doğrusu, Çağatayca Ebre = roba elbise yüzü, kürk kabı hare gibi dalgalı ve damarlı kumaş, kağıt = isim cüz ve defter kabı yapmak için kullanılan renkli kağıt.” Görülüyor ki gerek Kâmûs-ı Türkî yazarı Şemseddin Sami Bey’in verdiği bilgiler gerekse bu sanatı Buhara’da öğrenmiş olan Sadık Efendi’nin verdiği bilgilere göre kelime, zaman süreci bazı değişikliklere uğramıştır. Aslı Çağatayca olan bu kelime Anadolu’ya göç sırasında İran’dan geçerken kelime benzerliği nedeniyle “ebri”ye yurdumuzda ise “ebru”ya dönüşmüştür. Ebrunun kağıt üzerindeki bulutumsu görünüşü mermerdeki damarlara benzediği için Avrupalılar “papier marble”, “marbled paper”, Arap aleminde ise “Varak’l-i mucazza” yani damarlı kağıt olarak adlandırmışlardır. Ayrıca, ebru kelimesinin Farsça’daki EBRİ kökünden geldiğini iddia edenler olsa da, bu kelimenin kullanılmasından yıllar öncesinde, Türkistan’da EBRE kelimesinin çok yakın anlamda kullanıldığı bilinmektedir. Yani kelimenin Farsça’ya zamanın Türkçe’sinden geçmiş olma olasılığı yüksektir. Osmanlı’nın son devirlerinde yaşamış olan Üsküdarlı Şeyh Sadık Efendi, Ebru Sanatı’nın inceliklerini öğrenmek için Buhara’ya gitmiştir. Bu da, Ebru Sanatı’nın Orta Asya kökenli olduğuna dair güçlü bir kanıttır. Ebru Sanatı’nın günümüze ulaşmasında, Üsküdarlı Şeyh Sadık’ın büyük payı vardır. Onun devamında, Hezarfen Edhem Efendi, Necmeddin Okyay ve Mustafa Düzgünman, bir yandan sanattaki geleneği korumuş, aynı zamanda da ebru çeşitlerini tanzim ederek Ebru’yu güçlü bir sanat haline getirmişlerdir. Ebru Sanatı ile ilgili yazılmış ilk eser, Tertib-i Risale-i Ebri adını taşır ve 1608 tarihlidir. Basitçe ebru yapımından ve ebru sanatçılığından bahseder. Osmanlı’da ise Şebek Mehmed Efendi’den sonraki en önemli Ebru Sanatçısı, Hatip Ebrusu’na da adını veren İstanbullu Hatip Mehmed Efendi’ zamanda hattat olan sanatçı, Ayasofya Camii’nde hatiplik yapmış ve 1773 yılında vefat etmiştir. Son zamanlarda ele geçen bir yazma risale ebru hakkındaki bilgi eksikliğini nispeten gidermiştir. 1608 yılında yazılmış olan bu Tertib-i Risale-i Ebrî o tarihte ebruya dair bilinenlerin bir araya getirildiği bir bilgi hazinesidir. Kitap sanatları hakkında en eski kaynak eserlerimizden olan Menâkib-i Hunerveran 1586 da Gelibolu’lu Mustafa Ali Bey tarafından yazılmıştır. Bu kitapta; hat, tezhip, minyatür, cilt, oyma sanatlarından ve onlarla meşgul olan kimselerden Herat’ta yetişenlere kadar söz edildiği halde ebruculuktan ve ebruculardan bahsedilmediği görülmektedir. Kitap sanatkârları hakkında bir diğer eser ise, merhum Kilis’li Rifat’ın çevirisi Nefeszade İbrahim Efendi’nin, hattatlar, aharcılık, kağıt boyamacılığı, mürekkepçilik gibi sanatlardan söz edilen “Gülizar-ı Savap” isimli eserlerinde de ebrudan ve ebrucudan hiçbir bahis olmadığı görülüyor. Günümüzde ise önemli ebru sanatçıları Necmeddin Okyay ve Mustafa Düzgünman’dır Önemli ebru sanatçılarımız Şebek Memed Efendi Bulunan bu ilk ebrulu kâğıdın sahibi Şebek Memed Efendi’dir. Memed Efendi ebru sanatına en çok katkı yapmış sanatçılardan biri olması ile de bu alanda ün yapmıştır. Bugün kayıtlardaki en eski ebru 1595 yılı Şebek Mehmed Efendi imzasını taşır. Şeyh Sadık, Hezarfen Edhem Efendi 1608 yılında ebru yapımını anlatan Tertib-i Risale-i Ebri isimli eserde rastlanır. Ebru dünyasının en ünlü sanatçılarından bazıları Üsküdarlı Şeyh Sadık, Hezarfen Edhem Efendi,. Osmanlı kültürüyle beslenen bu sanat, gelenekselliği ve Türklere özgü oluşu ile günümüze kadar önemini sürdürmüştü Edhem Efendi 1829-1904 1829’da Üsküdar’daki Özbekler Tekkesi’nde doğdu. Arapça ve Farsça bilirdi. Önemli ilk ebrucumuz. Kami mahlası kullandı. Dülgerlik, demircilik, oymacılık, dokumacılık, matbaacılık ve makinecilik ustasıydı. İlk kurşun boruyu dökmüş, üç beygirlik motor yapmıştır. Hezarfen olarak anılırdı. Geniş bilgi için bkz Hatip Mehmet Efendi …..-1773 Ayasofya Camii din görevlisi. Hatip adı buradan geliyor. Önemli ilk ebrucularımızdan. Doğum tarihi bilinmiyor. Zühdi İsmail Ağa’dan sülüs-nesih yazı dersleri almış. Figüratif ebruyu o bulmuş. Hocapaşa’daki evinde çıkan yangında eserleriyle yanarak ölmüş. Geniş bilgi için bkz Okyay 1883-1976 Mürekkepçilik, aharcılık, okçuluk, gülcülük, mücellitlik, hattatlık ustası. Bu nedenle Hezarfen adıyla anılır. Ebruculuğu Edhem Efendi’den öğrendi. Medresetül Hattatin’de ve Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde öğretmenlik yaptı. Figüratif ebrunun ilk örnekleri olan çiçekli ebru türünü geliştirmiştir. Geniş bilgi için TIKLAYIN bkz Mustafa Düzgünman 1920-1990 / Ebruculuğu kuzeni Necmettin Okyay’dan öğrendi. İyi bir cilt, ud ve fotoğraf ustasıydı. Hatip Mehmet Efendi ile başlayıp Necmettin Okyay’la ilerleyen figüratif ebru sanatını geliştirmiş, bu mirasa papatya ebrusunu eklemiştir. Aktar olan Düzgünman’ı 1990 yılında yitirdik. Mezarı, Karacaahmet’tedir. Geniş bilgi için TIKLAYIN bkz ÇAĞDAŞ EBRU SANATÇILARIMIZ Niyazi Sayın 1927-İstanbul Üsküdar’daki attar dükkanında Necmeddin Okyay, Mustafa Düzgünman ve dönemin önemli müzik insanlarıyla buluştu. Burada ney’e ilgi duydu. Ney sanatçısı olarak radyoya geçti. Futbol ve tenis oynadı. Fotograf çekti. Necmettin Okyay ve Mustafa Düzgünman’dan klasik ebru öğrendi. Geniş bilgi için TIKLAYIN bkz Nusret Hepgül 1920-İstanbul Emekli Dz. Albayı. Ebru tarihi arastırmacısı. Yapı Kredi’nin açtığı ebru kursunda Taşkın Savaş’tan ders aldı. Eski ebruları 30 albümde topladı. Süleymaniye Kütüphanesi’nde Günümüz Ebrucuları 1990 adlı albümü bulunuyor. Kültür Bakanlığı Kütüphanesi’nde çok sayıda albümü var. Geniş bilgi için TIKLAYIN bkz Hikmet Barutçugil 1952 Malatya / DGSA tekstil eğitimli. Emin Barın öğrencisi. Barut Ebrusu türünü geliştirdi. Açtığı sergilerin 46’sı yurt dışında 32’si yurt içinde. Uluslararası ödüller aldı. MSÜ Geleneksel El Sanatları Bölümü öğretim görevlisi. British Museum gibi dünyanın birçok müzesinde ve özel koleksiyonlarda eserleri bulunmaktadır. Geniş bilgi için TIKLAYIN Alpaslan Babaoğlu İngiltere’de Elektronik Mühendisliği okudu. 1989’da Mustafa Düzgünman’dan ebru icazeti aldı. İlk kişisel sergisini 1990’da Topkapı Sarayı’nda açtı. Toprak boya kullanarak ebru yapıyor. 1999 yılında pigment boya da kullandı. MÜ Güzel Sanatlar Fakültesi’nde ebru dersleri vermektedir. Geniş bilgi için TIKLAYIN bkz Fuat Başar 1953-Erzurum / Fakülte yıllarında 1976 Hüsn-ü hat ile meşgul oldu. 1977’de Düzgünman’la mektuplaştı. 1980’de İstanbul’a yerleşerek Hattat Hamid Aytaç’tan yazı icazeti, 1989’da Mustafa Düzgünman’dan ebru icazeti aldı. Bu tarihten itibaren hayatını profesyonel hattat ve ebrucu olarak sürdürmektedir. Geniş bilgi için TIKLAYIN Timuçin Tanarslan 1943-Adana 1969-70 döneminde AİTİA’nden mezun. Ankara’da sahaflık yaptı. 1981’de ebruya başladı. M. Düzgünman’dan icazetli. 1984’te Topkapı, 1989’da Yıldız Sarayı’nda ebru sergisi açtı. Mısır’da ebru gösterisi yaptı. K. B. yarışmalarından birincilikleri var. 1989-90’da Sidney de segi açtı. Nedim Sönmez 1957- Havza 1980’de Almanya’ya gitti. 1983’te Konstanz’ta ebru resim galerisi kurdu. Ebru tekniği ile resim yapıyor. Almanya, Amerika, Isviçre ve Isveç’te sergiler açtı. Eşi Yvonne Jackie de ebrucu. Sönmez çiftinin kendi olanaklarıyla bastıkları ebru konulu kitapları var. Feridun Özgören 1942 İstanbul ekonomi okudu. Michigan Üniversitesi School of Public Health, Department of Biostatistics bölümü mezunu. ABD’de yaşıyor. Ebruyu Niyazi Sayın’dan öğrendi. Tambur sanatçısı. Boston Cambridge Musiki Cemiyeti’ni çalıştırmakta. Ebru sergisi açıyor, müzik konferansları veriyor. Geniş bilgi için TIKLAYIN Köksal Çiftçi 1952-Ardahan TGSYO Resim Bölümü mezunu. Ebruyu H. Barutçugil’den öğrendi. Çağdaş ebru yapıyor. Sarı basın kartı taşıyarak gazete ve dergilerde 25 yıl karikatür çizdi. Mesleki makaleler yazdı. İstanbul Valiliği için Nutuk özetledi. Yurt içi ve dışında sergiler açtı. Maltepe Üniversitesi’nde öğretim görevlisi. Geniş bilgi için TIKLAYIN Alıntı Şahamettin KUZUCULAR Kendisine Sanat Penceresi olarak çok teşekkür ederiz… The history of marbling art dates back to ancient times. There is no precise information about where and how this art first began to be implemented. It is an art branch that existed in Ottoman history. The marbling arts that were produced by the masters at that time were used as wall ornaments in houses or there are still masters who continue this art and train talented students. The works of these masters and the students who learn the art of marbling along with the masters are exhibited in different art galleries.

ebru sanatı ile ilgili bilgilendirici metinler