🪅 Kuranın Allah In Kitabı Olduğunun Kanıtı
Ateist zihniyet Kur’an’ın bu mucize mesajını takdir edip iman edeceği yerde konuyu çarpıtıp inkar ederek cehenneme bilet alıyor. Ateist felsefe ile Kur’an asla anlaşılamaz. Zira Kuran art niyetli gönüllere kapalıdır. Gerçekten inanmak isteyen her insana ise, Allah Kur’an’ı anlama yeteneği verir.
Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir."[3] Değerli Müminler! Din-i Mübin-i İslam'ın Kur'an-ı Kerim'den sonra ikinci kaynağı sünnettir. Sünnet-i seniyye, Efendimizin örnek hayatı, davranışları ve sözleridir. Allah Resûlü (s.a.s), söz ve davranışlarıyla Kur'an-ı Kerim'de bildirilen hakikatlerin izahını yapmıştır.
Allah’ın ilmi, sebeple-müsebbebe / nedenle-sonuca aynı anda bakıp karar veriyor. Yani, Allah, yağmur için yapılan ve yağmurun inmesine bir vesile olan insanların duası ile, yağmurun inmesi olayına aynı anda bakmış, bilmiş ve onu gerçekleştirmiştir.
Kuran a Davet Ediyoruz. 2,165 likes. Allah'ın dinini Kur'an'dan tam istediği şekilde anlayarak yaşamak ve bunu hayatımıza tatbik ederek uymak.
Allah’ın mekandan münezzeh olduğunun Hadisten kanıtı; Anlamı: “Ey Allah’ım! Sen İlksin (Ezelîsin) Senden önce hiç bir şey yoktur. Sen Sonsun (Ebedîsin) Senden sonra hiç bir şey yoktur. Sen Zahirsin (varlığı delillerlerle sabit olansın) Senin üstünde hiçbir şey yoktur. Sen Bâtınsın (Gizli.
Enfal 8:1. Ganimet/kazanç olarak elde ettiğiniz şeylerin beşte biri Allah’a, resule, yakınlara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışa aittir. Enfal 8:41. Buna göre ganimetten Allah’a ayrı; elçisine ayrı; yakına, yetime, yoksula ayrı pay ayrılacak değildir. Yoksulun ve yoksunun payı Allah’ın ve elçisinin payıdır.
öncelikle belirteyim ki; kur'an'ın değişmemiş olduğunun ispatı bilimsel olarak mümkün değil. sonra yine belirteyim ki; kur'an'a iman etmiş biri için, değiştirilmiş olma ihtimalini düşünüp şüphe etmek bile mümkün olamaz. kur'an, kendisine inanan insanlar için, peygambere indiği şekliyle bugüne kadar korunmuş, tek harfi bile değiştirilmemiş bir kitaptır. çünkü
avuV. bu kaynakta belirtilen akademik çalışmaya göre gerçekleştirildiği iddia edilen hadise. müslümanlar tarafından hz. osman tarafından yazdırıldığına inanılan 2 nüsha ile bugünkü kuran'ı karşılaştırarak, aradaki imla farkları dışında bir farklılık olmadığı tespit edilince, yine kaynaktaki açıklamalara göre, kuran'ın "vahyedildiği andan" itibaren bugüne kadar değişmemiş olduğu kanıtlanmış. sanırım arkadaşlar kuran'ın hz. osman'a indirildiğine inanıyorlar. ayrıca kuran'ın kendisinde defalarca, kuran'da hiçbir değişikliğin yapılamayacağı belirtildiği halde, imla değişiklikleri esası bozmadığından, hiçbir değişme olmadığı ispatlanmış oluyormuş. analitik zekaya, şu bilimsel yönteme bakın hele. dünyada bu şekilde işleyen ilahiyat diye bir bilim dalının var olması, hakikaten bilimin adına ilahiyat yazacağıma diyanet yazmışım, kuduk'a teşekkürler.. "allah kuran çarpsın değişmedi" denerek ispatlanmışsa pek bir kıymeti olmaz sanırım. müslümanların yaklaşık 1400 yıldır, her ramazanda, binlerce camiide, binlerce kez okudukları mukabeleler ile yaptıkları ispat. inside the koran adlı belgesel konuya farklı bir bakış açısı olabilir. neden bu denli kafaya takıldığını anlayamadığım açığa değişmediği yönünde bu kadar tarihsel veri varken değiştiğini iddia etmeye çabalamak niye? değiştiği kuranda yazıyor diye mi lan? kuranda yazan herşeye bu kadar mı muhalifsiniz. insanlar iki bacaklıdır dese ona bile itiraz edecek gibisiniz. tarihsel bir perspektifle konuya yaklaştığında hakikaten değiştirilmesi mantıklı değil işte, değişmemiş gibi duruyor. kabul edin bundan sonra güdün militan ateizminizi. değiştirildiğini iddia ederek elinize ne geçiyor...ne yani, muhammed'e inen kuran tertemiz ve harikuladeyken sonra osman tarafından değiştirilerek kadınları baskılayan, şiddet yanlısı, tutarsız bir kitap haline mi getirildi? öncelikle belirteyim ki; kur'an'ın değişmemiş olduğunun ispatı bilimsel olarak mümkün yine belirteyim ki; kur'an'a iman etmiş biri için, değiştirilmiş olma ihtimalini düşünüp şüphe etmek bile mümkün kendisine inanan insanlar için, peygambere indiği şekliyle bugüne kadar korunmuş, tek harfi bile değiştirilmemiş bir kitaptır. çünkü kur'an'ın kendisinde allah, "onu koruyacağını" söylemiştir. o halde, bir müslüman kur'an'ın değiştirilmiş olabileceği gerçeğini, önüne hangi kanıt getirilirse getirilsin reddetmek zorundadır ve zaten reddeder de...bu anlattıklarım işin "iman" bölümüydü. şimdi iman kısmından sıyrılıp bir de "dışarıdan" biri olarak bakalımkur'an, peygamberin ölümüne kadar bir kitap haline getirilmedi. bizzat islami kaynakların belirttiği gibi, sahabe tarafından ezberlendi. ayetlerin tümü veya bir kısmı ise hurma dalları, deri, taş ve kemik parçalarına yazılarak saklandı. peygamberin ölümünden sonra ise, yemâme savaşı sonrası vahiy katiplerinin ve kur'an'ı ezbere bilen çok sayıda sahabenin ölmesi nedeniyle kur'an'ı kitap haline getirmek akıllara gelir. bunun için hz ömer'in ısrarlarıyla hz ebu bekir, kur'an surelerinin yazılı olduğu yukarıda saydığım nesneleri toplatır, ezbere bilenlerin ise en az 2 şahit ile bildikleri ayetleri getirmelerini ister. bu şekilde kur'an bir kitap haline getirilir ve saklanır. islam toprakları genişleyince, hz osman 7 adet daha kur'an yazdırır ve bunları uzak islam şehirlerine gönderir. işte bugün elimizde olduğunu düşündüğümüz en eski kur'an, bu 7 kitaptan biri kabul edilir. şimdi, asıl tartışma şurada kur'an'ı ezbere bile çok sayıda sahabe, ilk kitap oluşturulmadan önce öldü. aynı zamanda kur'an'ın tümü taş, deri vs parçalara yazılmamıştı. kur'an yazımı sırasında ayet bildiriminde bulunan kişilerin bir kısmı kur'an'ı doğrudan peygamberden değil, sahabeden öğrenmişti ve o sahabeler artık yoktu. getirilen taş, kemik, yaprak vs parçalarda yazılı kur'an ayetlerinin tümü peygamber döneminde yazılmamıştı. o öldükten sonra da bu yazım işi halde, kur'an ilk toplanırken, bazı ayetler eksik kalmış, bazı ayetler ise başkaları tarafından uydurulmuş olabilir mi?hz ebu bekir'den hz osman'a kadar geçen uzun süre boyunca, ilk yazılan kur'an elden ele dolaşmış, en son hz ömer'in kızı hz hafsa'da kalmıştı. oysa hz osman'ın yazdırdığı kur'an ise, hz hafsa'daki kur'an kopyalanarak yazılmamış, yeniden bir yazım söz konusu olmuştu. islami kaynaklar, hz osman'ın bu yeni yazılan kur'an'ı, hz hafsa'daki kur'anı ödünç alarak kontrol ettirdiğini ve bir farklılık görmediğini söyler. bunun üzerine bu yeni kur'andan 7 tane daha yazılıp dağıtılır. özbekistan'da bir müzede yer alan hz osman dönemine atit 7 nüshadan biri tartışma da burada olur. hz osman döneminde yazılan kur'an gerçekten hz ebu bekir'in yazdırdığı ve en son hz hafsa'da kalan kur'an'ın aynısı mı? eğer elimizde hz ebu bekir'in yazdığı kur'an zaten mevcut ise niçin yeniden bir derleme işine girişildi? velev ki, bu derleme işinden sonra hz osman ilk kitabı hz hafsa'dan ödünç isteyip karşılaştırma yapıyor. niçin doğrudan bu kitabı alıp kopyalattırmadı? yoksa, hz osman'ın yaptığı söylenen bu kontrol, şüpheleri ortadan kaldırmak için sonradan uydurulmuş bir rivayetten mi ibaret?elimizde ne hz hafsa'daki kur'an, ne de hz osman'ın yazdırdığı nüsha yok. sadece, hz osman'ın yazdırdığı kitabın 7 kopyasından biri olduğu söylenen 2 nüsha var. bu nüshaların gerçekten hz osman dönemine ait nüshalar olup olmadığını da bilemiyoruz. peki bilgi eksikliği nereden kaynaklanıyor?islam'ın ilk yüzyıllarında, tarihi olayları kayda geçiren ve bunları yazılı belgeler olarak gelecek nesillere aktarmayı amaçlayan "tarihçi" bulunmuyor. yani aslında, islam'ın ilk yılları, 4 halife ve ilk emevi yıllarına ait elimizde tarihçilerce kayda geçirilmiş yazılı bir kaynak yok. bu nedenle ki, söz konusu devirlere ait tüm bildiklerimiz rivayetler ve yüzyıllar sonrasında yazılmış eserlerden ibaret. öyle ki; ehl-i sünnet'in en güvenilir ve en eski hadis kaynaklarından biri olan sahih-i buhari bile, peygamberin ölümenden 200 yıl sonra yazılmış. bkz şeytan ayetleribkz incilin değiştirilmesine rağmen kuran'ın korunması/manzikertbir tür ego tatmini, iman doyurma ihtiyacı sonucu yapılmış eylem. tutarsız, çelişkili, tanrısal bir kurgudan ve akıldan yoksun, tanrısal bir düzene değil insani günlük siyasete sahip bir mantalitesi bulunup sık sık görüş değiştiren bir yazarı olan, insani kin, nefret, intikam ve yeminler içeren ve yahudi efsanelerini tekrar edip duran bir kitap değişse ne olur, değişmese ne olur? hem kuran'ı sonsuza dek korumaya dair sözler eden bir yaratıcı, daha önceden gönderdiği tevrat'ı niye koruyamamıştır, evrende hiçbir şey hükmündeki insanlar tarafından değiştirilip tahrif edilmesine nasıl olup da mani olamamıştır? eğer öyleyse ki öyle, bu acizlik allah'ın yüceliği, kudreti, her şeyi en başından bilen ve her şeye gücü yeten iradesi ile bağdaşır mı? bu arada ilginçtir ki kuran-ı kerim, indiği dönemin tevrat ve incil'ini, bu kitapların 7. yüzyılda elde bulunan tüm nüshalarını tasdik eder, onaylar 16525634. bu da başlı başına bir çelişki. ya hadi hepsinden geçtim. kuran'ın değişmemiş olduğu ispatlandı madem, o halde günümüzdeki kuran metni bütünüyle allah'ın sözlerinden oluşuyor değil mi? öyle ya. o halde soruyorum tüm evreni yaratan yüce bir tanrı, sonsuz merhametli bir allah "henüz büluğa ermediği için hayız göremeyen, daha ergenliğe adım atacak yaşta olmadığından adet göremeyen küçük yaştaki kız çocukları ile cinsel ilişkiye izin verir mi?"vermemeli değil mi? ama ne yazık ki allah, değişmemiş olduğu kanıtlanan kutsal kitabı kuran-ı kerim'de henüz hayız görmeye başlamamış küçücük kız çocuklarıyla evlenmeye ve onlarla cinsel ilişkiye girmeye izin veriyor. buyur oku bkz talak/altay. bilimsel olarak diktatör, medine halkını koyun zanneden insanların islam tarihi'ni okumadıklarını da anlamış oluyoruz ama öte yandan. objektif bir gözle okumaya çalışmaya devam edelimsen medinedeki binlerce insana göre dünyanın en önemli şeyini yapıyorsun. allah'ın sözlerini gelecek nesillere aktarmak amacıyla derleyip toparlıyorsun. nitekim bu olay 100'lercesinin sözleri bugüne kadar çeşitli rivayet zincirleriyle ulaşmış binlerce medinelinin ortasında yapılıyor. ve bu insanlar daha önce mallarını, kanlarını hatta canlarını gözlerini kırpmadan vererek islam'a olan bağlılıklarını ispatlamış, çok çok fazlası da samimi adamlar. bu adamlar kendi ana babalarına kardeşlerine karşı kılıç çekip savaşacak kadar muhammed'in güttüğü davaya inanmışlar, öyle iman etmişler. bu adamlar "anam babam sana feda olsun ya resulullah"ı parola haline getirmiş adamlar. hani ateistik gözle muhammed ahaliyi kandırdı ya; işte bu adamlar hakikaten tüm samimiyetle sen bu adamların gözleri önünde inmiş olan kuranı, bu adamların gözleri önünde değiştirecek ve bu değişikliği bu adamların hepsine dayatacaksın. neye güvenerek? islam toplumu bugünün modern toplum tipolojisinden öyle farklı ki... orduya mı güveneceksin? ordu zaten bu adamlardan müteşşekil. düzenli bir ordu yok. servete mi güveneceksin, osman'dan çok daha zengin sahabiler var ve yaşıyorlar. kabilene mi güveneceksin? kabilesi osman'dan kuvvetliler var, kaldı ki osman'la aynı kabileden başka samimi müslümanlar da var. yani, bugünün devleti gibi halktan bağımsız, halkı baskılayabilen, kopuk ve güçlü bir devlet yok piyasada. devletle halk arasında net bir çizgi yok zaten. camilerde karar almadan bahsediyorum ben sana. camide tüm cemaatin katılımıyla kararlar böyle şartlar altında kuranı bile isteye kendi lehine değiştireceksin ve medinede bulunan onca sahabi seslerini kesip susacaklar ha? ki düşün ali zamanında bu insanlar ali anlaşmazlığı çözerken hakem tayin etti diye isyan etmişlerdi, o kadar hassaslar. haksızlar, ama hassaslar. kolayca isyan bayrağını göndere çekebiliyorlar. böyle adamlarla hercumercken toplumu devlet gücüyle ? baskılayıp kuranın değiştirilebileceğini iddia etmek ne yazık ki tarih bilmeden atıp tutmakla eşdeğer. böyle bir ispat allah'a karşı gelmektir. zira allah'ın kuran'da dediğine göre kuran değiştirilmiştir. bkz kuran-ı kerim'in değiştirilmiş olma olasılığı/20010629 ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.
KURAN VE BİLİMDÜNYA’NIN GEOİT ŞEKLİ“Ve yeryüzünü de yayıp yuvarlattı.” Naziat suresi 30Ancak Peygamberimizin dönemindeki insanlar bu bilgiye sahip değildiler. Bununla beraber birçok toplumda Dünya’nın daha çok düz olduğu, bir tepsiye benzediği şeklindeki görüş benimsenmişti. Dünya’nın yuvarlak olduğuna dair kanaatin ortaya konulması ve zamanla yaygın bir kabul haline gelmesi ise 16. yüzyıla ise daha 7. yüzyılda bu konuda da insanları doğru şekilde bilgilendirerek mucizevi yönünü ortaya koymuştur. Örnek verilen ayetin Arapçasında geçen dahv’ kelimesinin köklerinden türetilen kelimeler “yuvarlaklık” ifade etmekte, “devekuşu yumurtası” gibi anlamlara şekli gerçekten de dahv’ kelimesinin ifade ettiği yuvarlaklığa, yumurta biçimine, devekuşu yumurtası şekline benzemektedir. Dünyamız aynı devekuşu yumurtası gibi geoittir. Yani tam düzgün küre olmayan, fakat küremsi, kutuplardan basık bir şekle sahiptir. İnsanlık tarihi boyunca Dünya’nın nasıl bir şekle sahip olduğu gibi merak edilen bir konunun Kuran’da açıklanmış olması Kuran’ın insan sözü olamayacağının önemli güzel alışveriş hangisidir?İNSANLAR için en güzel alışveriş, en kârlı yatırım hangisidir? Hem dünyasını hem de ahiretini düşünen insan için en güzel alışveriş ve en kârlı yatırım Allah’ın rızası için maddi manevi sarf edilendir “Ey iman sahipleri! Dikkatlerinizi, sizi korkunç bir azaptan kurtaracak bir alışverişe çekeyim mi Allah’a ve onun resulüne inanır, Allah yolunda mallarınız ve canlarınızla didinirsiniz. İşte bu, sizin için en hayırlısıdır; eğer bilirseniz.” Saff suresi 10-11Dünya hayatındaki alışveriş ve yatırımlarımızda daima kazançlı olmak ve hiç zarara uğramamak isteriz. Oysa dünyalık yatırımlar daima kendi içinde risk kârlı olmasını umduğumuz bir alışverişimiz ya da yatırımımız bizi hayal kırıklığına uğratabilir. Hiç hayal kırıklığına uğratmasa ve her defasında beklediğimiz gibi sonuçlansa da bu dünyalık kazançlar bu dünyada ve duyarlılık üzerine yapılan erdemli işler ise asla zarar ettirmeyecek bir yatırım olarak hem bu dünyada hem de ahirette bizim için yüz akı olur “Allah’ın Kitabı’nı okuyanlar, namazı kılanlar, kendilerine verdiğimiz rızklardan gizli ve açık infak edenler harcayanlar, asla batmayacak bir kazanç umabilirler.” Fatır suresi 29ALLAH’A BORÇ VERELİM“Eğer Allah’a güzel bir borç verecek olursanız, onu sizin için kat kat artırır ve sizi bağışlar. Allah Şekur’dur şükrü kabul edip çok ihsan eden, Halim’dir cezayı vermekte acele etmeyendir.” Teğâbun suresi 17Biz daha hiçbir şey değilken bizi var eden ve hak edecek bir şey yapmadan sayısız nimet ve imkâna kavuşmamızı nasip eden Allah’tan aldığımız borçlar yetmedi mi?Allah hiçbir şeye hiç kimseye muhtaç olmayan tüm zenginliklerin kaynağı ve sahibidir. Bize olan rahmet ve muhabbeti gereği bizi iyi ve güzel olana teşvik etmek için zaten kendisine ait olanı bizden borç olarak istemektedir.“Kim Allah’a güzel bir borç verip de, onun kendisine kat kat fazlasıyla geri dönmesini ister? İşte böylelerini tarifsiz güzellikte bir ödül beklemektedir.” Hadid suresi 11BOLLUK VE BEREKET İSTER MİSİNİZ?Allah, kendi rızasına uygun harcamada bulunan kullarına bolluk ve bereket müjdelemiştir “Allah yolunda mallarını harcayanların durumu, kendisinden yedi başak çıkan ve her başakta yüz tane bulunan bir buğday tohumuna benzer Allah dilediğine kat kat verir ve Allah her şeyi kuşatan, her şeyi bilendir.” Bakara suresi 261EN HAYIRLI ÖDÜLLENDİRİCİ ALLAH’TIRİnsan için en hayırlı ve en güvenilir ödüllendirici Allah’tır. Ancak Allah’ın da bize güvenmesi ve bizde ödüllendirmeye değer bir şeyler bulması gerekir. Gerçek anlamda iman etmek ve ahiretimize yatırım yapmak istiyorsak, Allah’ın bizi ödüllendirmesine değer erdemlere sahip olmamız Allah’ın rıza ve hoşnutluğuna adayan kimse, sağlam bir temel üzerine var eder kendini. Nefsine zulmederek azgınlık eden ise, çöküp yıkıma uğrayacak bir hayatın peşinde felakete sürükler kendini“O halde, hangisi daha iyidir? Şimdi, hayat binasını Allah’a karşı sağlam bir sorumluluk bilinci ve onun hoşnutluğunu kazanma çabası üzerinde yükselten mi, yoksa hayat binasını kaygan bir yar kenarına kuran ve sonra da onunla beraber yuvarlanıp cehennem ateşini boylayan mı? Allah bile bile kötülük yapan topluluğu doğru yola yöneltmez. Yüreklerindeki kuşku uçurumu üzerine inşa ettikleri hayat binası, ancak yüreklerini paramparça edinceye kadar dayanacaktır. Allah, hem onların bu halini bilen hem de hikmeti gereği buna izin verendir.” Tövbe suresi 109-110BUNLAR BİLİYOR MUYUZ?SURE VE AYET NE DEMEKTİR?- Ayetlerden oluşan belirli bölümlerin adına sure denilmektedir. Kuran, ayetleri bir araya getiren surelerden oluşur. Her sure bir bölüm gibidir. Kuran’ı oluşturan 114 bölümden her birine sure denilmektedir. Yaygın olarak kabul edilen geleneksel sıralamaya göre Kuran’daki ilk sure Fatiha, son sure ise Nas delil, belge, ibret, işaret, belirti, açık gösterge gibi anlamlara gelmektedir. Kuran’da Allah’ın varlığına, peygamberlerin doğruluğuna işaret eden delil ve mucize gibi anlamlarda kullanıldığı gibi aynı zamanda Kuran’daki sureleri oluşturan birbirinden ayrı metinlerin her biri için kullanılan bir hem dış dünyada hem kendi benliklerimizde hem de vahiy olarak göndermiş olduğu mesajlarında bizi ayetlerine tanık kılmış ve bu yolla kendisini gerektiği gibi tanıyıp kavramamız ve hem ona karşı hem de yarattıklarına karşı görev ve sorumluluklarımızı öğrenmemiz için yolumuzu ve duaSen Yücesin, bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Gerçekten sen her şeyi en iyi şekilde bilen, her yaptığında mutlaka bir hikmet bulunansın. Bakara suresi 32
kuranın allah ın kitabı olduğunun kanıtı